Hevsel Bahçelerinde 14 saatlik çalışmanın karşılığında sadece 65 lira alan tarım işçisi kadınlar, "Bu emeğe, bu para az" diyerek emeklerinin karşılığını istiyor.
Her alanda emeği sömürülen kadınlar, bütünleştiği ve hayat verdiği toprak işinde de emeğinin karşılığını alamıyor. 50-100 dönümlük arazilerde, dikim, sulama, çapa, ot temizleme, toplama ve daha birçok işi yapan kadınlar, tarlalarda saatlerce güneşin altında tarlada çalışmadan sonra ev işlerini de yapıyor. Kadınlar, kışın soğuktan, yazın da güneşin kavurucu sıcaklığından etkileniyor.
30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan 8 bin yıllık Hevsel Bahçelerinde çalışan kadınlar da güvencesiz ve emeğinin karşılığını alamıyor.
Diyarbakır’ın farklı yerlerinden kimi zaman kamyon arkalarında kimi zaman da yer olanağının kısıtlı olduğu dolmuşlarla Hevsel Bahçelerine doğru yol alıyor. Kışın marul dikimi, çapası, kesimi ile uğraşan kadın emekçiler, yazın da kabak, salatalık vb. çeşitli sebzeleri topluyor. Sabah saat 05.00’te güneşin ilk ışıklarıyla çalışmak için yola koyulan kadınlar, kimi zaman akşam saat 18.00-19.00’a kadar gün boyu kavurucu güneşin altında çapa sallıyor, ot topluyor ve sadece yemek aralarında dinlenme olanağını yakalayabiliyor.
Sabah erkenden yola koyulan kadınlardan Cahide Akbaş (55) da, reyhan tarlasındaki otları ayıklayarak geçimini sağlıyor. 20 yıldır güvencesiz bir biçimde tarlalarda çalıştığını söyleyen Akbaş, 14 saatlik emeğe sadece 65 lira verilmesine tepki gösterdi. Akbaş, “Hayat o kadar pahalı olmuş ki o para neye yetecek? 65 lira para mı? Bütün gün bu otları topluyoruz, ellerimiz perişan oluyor. Bu emeğe bu para az. Ama bize ‘hesabınıza gelirse’ deseler de çalışmaya mecburuz. Ücret konusunda birlik olmadığı için zorluk çekiyoruz. Aslında bütün işçiler ortak bir ücrette birleşsek ve o ücret verilmediği sürece de iş yapmazsak mecbur bizim dediğimizi kabul edecekler” diye belirtti.
Bütün zorluklara rağmen kendi bölgelerinin tarlasında çalışmanın önemine değinen Akbaş, “Buradan kalkıp da başka yerlere çalışmaya gidince Kürtleri dövüyorlar, tehdit ediyorlar. En iyisi kendi tarlalarımızda birlik olarak çalışmak” dedi.
Akbaş, emeklerinin karşılığını almak istediklerini belirterek, “Yevmiyelerimizin artıp, 85 TL olması gerek. Sosyal güvencemizin olması gerek” dedi.
SABAH TARLA, AKŞAM EV İŞİ
Ezlibe Fermez (19), 12 yaşından beri tarlalara çalışmaya gittiğini kaydetti. Ailesinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle liseye gidemeyen Fermez, “5 Kardeşiz, baktım zorlanıyoruz aileme destek olmak için çalışmaya başladım. Sabah erkenden kalkıp, tarlaya gidiyoruz. İşimiz kimi zaman erken bitse de eve gidince de çalışıyoruz. Halimiz hal değil, sabahtan akşama kadar köpek gibi çalışıyoruz. Bu güneşin altında, sineklerin içinde gerçekten çok zordur. Aldığımız para da hiç iyi değil. Hem buraya geliyor çalışıyorum, hem de eve gidip temizliktir, yemektir çok zor oluyor. Yevmiyelerimizin artmasını ve saatlerimizin daha uygun olmasını ve sosyal güvenceli çalışmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
EMEK SÖMÜRÜSÜ
Hiç izin günlerinin olmadığını söyleyen Remziye Ekdemir (49) ise, “Mecburuz bu işi yapmaya. Eşimde Diyarbakır’dan Çorum’a gidiyor iş için ve sigortası da yok. Kredi çektik, borçlarımız da çok. Aldığımız paralar da borca gidiyor. Bir göz odalı evdeyiz. Millet hepsi aç, yoksulluk var. Bizim bu işinde yevmiyesi hep aynı emeğimiz sömürülüyor” diyerek yaşadıkları zorluklara değindi. Ekdemir de kadın emeğinin görülmesini talep etti.
Kaynak: Diyarbakır Söz