Yapılmak İstenen Ne?

2 Polisin şehit edildiği, Baro Başkanı Elçi'nin suikast sonucu öldürüldüğü Sur içinde inceleme yapmak isteyen Başsavcı ve Baro üyeleri dün bir kez daha, silahlı saldırıya uğradı. Heyet inceleme yapmadan ayrıldı.

Yapılmak İstenen Ne?

DİYARBAKIR'da merkez Sur İlçesi'nde geçen cumartesi günü PKK'lı militanların 2 polisi şehit etmesi ve çıkan çatışmada Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinden sonra, bölgede konulan sokağa çıkma yasağı dün sabah kaldırıldı. Yasağın kalkmasından bir saat önce Cumhuriyet Başsavcısı'nın avukatlar ve olay yeri inceleme ekipleri ile Elçi'nin vurulduğu yerde yapmak istediği keşif, yine örgüt üyelerinin saldırısı nedeniyle iptal edildi. Keşif yerinde kovanların yerini gösteren numaratörler olay yerinde kaldı.

YASAK DÜN SABAH KALDIRILDI

Merkez Sur İlçesi'nde geçen cumartesi günü PKK'lı iki militanın 2 polisi şehit ettikten sonra kaçarken aynı bölgedeki çatışmalardan hasar gören Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından 5 mahallede ilan edilen sokağa çıkma yasağı dün saat 07.00'de kaldırıldı. Yasağın kalkmasından 1 saat önce Tahir Elçi'nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare'nin yanında detaylı keşif yapmak için giden ekip, bir kez daha ateş açılması ve çıkan çatışma nedeniyle tamamlanamadı.

BAŞSAVCI SOLMAZ BAŞKANLIĞINDA

Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz başkanlığındaki, aralarında Diyarbakır Barosu avukatları ve başsavcı vekillerinin yanı sıra Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme görevlilerinin de bulunduğu ekip, çalışmayı başladıktan kısa bir süre sonra, örgüt üyeleri kazdıkları hendeklerin bulunduğu taraftan silahlı ve roketatarlı saldırı düzenlendi. Çıkan çatışma nedeniyle ekip keşfi tamamlayamadan bölgeden ayrıldı. Olay yeri inceleme ekiplerinin Elçi'nin vurulduğu bölgeye boş kovanların yerini tespit için koydukları numaratörlerin de bölgede kaldığı görüldü.

ÇOK SAYIDA EV VE İŞYERİ KULLANILAMAZ

Sokağa çıkma yasağının kaldırılmasından sonra Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü bölgeye çok sayıda kişi gelerek, burada olanları görmeye çalıştı. Elçi'nin öldürüldüğü Yenikapı Sokak'taki Dört Ayaklı Minare'nin hemen aşağısında bulunan ve hendeklerin kazıldığı alanda çatışma ve patlamalar nedeniyle çok sayıda ev ve iş yerinin tahrip olduğu ve kullanılamaz hele geldiği görüldü. Bu bölgede işyeri bulunan esnafın bir bölümü kepenkleri açarak temizlik yaparken, bazıları kepenkleri açmadı. Burayı dolaşanlardan bazıları Tahir Elçi'nin halen kan izlerinin yerde olduğunu anlattı.

CHP GENEL MERKEZİ İÇİN RAPOR HAZIRLAYACAK

Diyarbakır'dan 1 Kasım seçimlerinden CHP'den 1'nci sıra milletvekili adayı olan gazeteci Naci Sapan, Sur İlçesi'ne gelerek, burada bulunanlarla görüştü. Sapan, esnafın son derece tedirgin olduğunu bu nedenle esnafın önemli bölümünün işyerlerini açamadığını belirterek, "Sokaklarda bombalar patlamış, işyerleri tamamen tahrip edilmiş durumda. İnsanlar tedirgin. Bundan sonra, ne olacağıyla ilgili kaygı var. Bu kentin insanı olarak, yaşananlarla ilgili izlenimlerimi CHP Genel Merkezi'ne rapor olarak sunacağım" dedi.

VATANDAŞLAR BÖLGEYE KOŞTU

Sur ilçesindeki esnaf yasak kalkar kalkmaz Tahir Elçi’nin hayatını kaybettiği sokağa koştu. Tahir Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare’nin hemen yanındaki olay mahalli hâlâ saldırı anının izlerini taşıyor.

BOŞ KOVANLARI EL ARABASIYLA TOPLADI

Çevrede her yerde yüzlerce mermi kovanı var. Bazı çocuklar el arabasıyla kovanları topladılar. Sokakta çok sayıda delil işaretleme konisi de vardı. Cumartesi günü roketatarlı saldırı nedeniyle tamamlanamayan olay yeri inceleme işlemi ancak bu sabah tamamlanmıştı. Sokağın her tarafına yerleştirilmiş delil işaretleri esnaf ve meraklı kalabalık tarafından toplandı.

DÖNERCİ USTASI YAŞANANLARI ANLATTI

Tahir Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare’nin hemen yanındaki lokantada dönercilik yapan Saim Elaltındağ olay günü yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ben döner kesiyordum, Tahir Elçi de minarenin hemen yanında gazetecilere konuşuyordu. Bir yandan da onu dinliyordum. Çok güzel konuştu, ‘Çatışma istemiyoruz’ dedi. Derken toplantı bitti. Yaşlı bir kadın yanına geldi, Dört Ayaklı Minare ile ilgili sohbet ettiler. Tam o sırada silah sesi geldi, önce uzaktan sonra yakından. Hemen tüpü kapatıp içeri kaçtık. Otomatik kepenkler vardı, onları kapattık. Silah sesleri artmıştı ve her şey olabilirdi. Sonra aralardan baktığımızda bir kişinin yerde yattığını gördüm. Üzerindeki giysi Tahir Ağabeyinkine benziyordu, ‘İnşallah o değildir’ dedim, çok güzel insandı, çok üzüldüm.”

AMBULANS OLAY YERİNE ULAŞAMADI

Selçuk Tiryaki, Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu yere on metre uzaklıktaki tarihi Diyarbakır Evi’nde kahvaltıcılık yapıyor. Saldırının başlamasıyla kaçanlar üzerine düşmüş. “Sokakta kalabalık toplanınca ne olduğuna bakmaya gittim. Tahir Ağabey konuşuyordu. Sokakta böyle kalabalık toplanınca tedirgin olurduk. Çünkü olay çıkacağını düşünürdük. O sırada çalıştığım yerin bulunduğu sokağın başındaydım, müşteri gelince içeriye buyur edip arkamı dönmüştüm ki silahlar patlamaya başladı. Kalabalık bizim sokağa fırladı. Kaçanların altında kaldım. Avukatlar ve birkaç gazeteci kaçıp bizim işyerine sığındılar. Baktım Tahir Ağabey yerde yatıyor. Yüzü kan içindeydi ve boğazının olduğu taraftan kan sıçrıyordu. Polis bağırarak ‘İçeri girin, içeri girin’ dedi. Koşup içeriye girdim. Ambulansı aradık, 7-8 dakika sonra sesini duyduk ama sokağa giremedi. Bir gazeteci elinden vurulmuştu. Müşterilerden bir kişi doktordu hemen müdahale etti, çok kan kaybediyordu. Müdahale olmasaydı kan kaybından ölebilirdi. Saatler sonra çıkabildik, Tahir Elçi’nin öldüğünü söylediler çok üzüldüm, buralara sürekli gelirdi, beyefendi bir kişiydi, çok severdik.”

ELÇİ HEMEN GİTSEYDİ ÖLMEZDİ

Tahir Elçi’nin konuşmasını bitirmesinden sonra yaşlı bir kadının kendisiyle konuştuğunu söyleyen esnaf Hadi Solmaz, ‘Hemen gitseydi ölmemiş olurdu’ diyor: “Tahir ağabeyi tüm esnaf tanır. Buralara sürekli gelir ve buradaki esnafla oturur çay içer sohbet ederdi. Dört Ayaklı Minare’nin ayaklarının çatışmalarda hasar görmesine çok üzülmüştü. Çatışmaların bitmesini istiyordu. Bunun için açıklama yaptı. Gazeteciler çekiyordu konuşmasını. Biz de uzaktan dinliyorduk. Konuşması bitti, gazeteciler ve kalabalık dağılmak üzereyken yaşlı bir kadın gelip, ‘Niye bu minareye böyle yaptılar?’ diye serzenişte bulundu.

Sohbet etmeye başladılar. Bir süre ayakta konuştular, o sırada silahlar patlamaya başladı. Koşup dükkâna girip kepenkleri kapattım. Sonra dama çıkıp ne olduğuna bakmaya gittim. Tahir abi yerde yatıyordu, ‘Allah’ın inşallah o değildir’ dedim içimden ama oymuş ne yazık ki.”

PANZERİN PARÇASI AVLUMA DÜŞTÜ

Olay günü çatışma bölgesinde inceleme yapmak üzere gelen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve beraberindekilere roketatarlı saldırı düzenlenmiş, ayrıca sokaktan gelecek saldırılara karşı kalkan görevi gören zırhlı polis araç da önceden yerleştirilmiş mayının hedefi olmuştu. Neriman Taş, Yenikapı sokakta, Dört Ayaklı Minare’ye elli metre uzakta oturuyor. Patlayan mayınla parçalanan zırhlı aracın bir parçası evinin avlusuna düşmüş:

BİR METRE DERİNLİĞİNDE ÇUKUR OLUŞTU

“Silah sesleri başlayınca evimize koşup kapımızı kapattık. Çatışmalar uzun süre devam etti. Koşuşturma ve çığlık sesleri duyuyorduk. Saat 15:00’e yaklaşıyordu ki korkunç bir patlama oldu, evimiz sarsıldı, yıkılacak zannettim. Ardından bir şey avluya düştü gürültüyle. Gidip baktığımızda ne olduğunu anlamadım önce. Sonra sokağa patlayıcı koyup zırhlı araca saldırı yaptıklarını söylediler. Bir tekerleği de kopup dükkândan içeriye girmişti.”

ZIRHLI ARACIN KOPAN TEKERLEĞİ DÜKKANA GİRDİ

Tahir Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokaktaki esnaf ve bölge sakinlerinden, fotoğraf ve isim verip konuşanlardan daha çok, isim vermeden konuşanlar var. Genelde röportaj vermeyi kabul edenlere ‘Şunu da ekle, bunu da söyle’ gibi direktifler veriyorlar. O konuşmayanların görüşleri konuşanlarla aynı, ancak tedirginlik ve sonrasında zarar görme endişeleri çok belirgin. Sokaktaki hemen herkes çatışmaların durmasını ve insanların normal yaşamlarına dönmesini istiyor ve bunu sıklıkla dile getiriyorlar. Ancak tedirginler. 'Tahir Ağabeyleri'nin ölümünün ardından artık daha da tedirgin olduklarını söylüyorlar.

Kaynak: Diyarbakır Söz