VE TABELA İNDİRİLDİ!

Adı zulümle, işkenceyle insanlık dışı muameleyle anılan E Tipi Cezaevi’nin “Kültür ve Hafıza Müzesi’ne” dönüştürülmesine yönelik devir teslim sonrası, dün o tabela indirildi.

VE TABELA İNDİRİLDİ!

Geçmişte uzunca bir dönem adı işkenceyle anılan Diyarbakır Cezaevinin müze yapılmak üzere mülkiyetinin Adalet Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmesinin ardından tabelası da indirildi.

İŞKENCE CEZAEVİ

Kentte 1972 yılında yapımına başlanan Diyarbakır Cezaevi, 4 Temmuz 1980'de açıldı. Cezaevi 12 Eylül 1980 sonrası askeri yönetime devredilerek "Sıkıyönetim Askeri Cezaevi" olarak kullanıldı. Cezaevinin adı 12 Eylül askeri darbesinden sonra yaşanan işkencelerle anıldı. Cezaevi hakkında birçok belgesel çekildi ve kitap yazıldı. Adalet Bakanlığına 9 Mayıs 1988'de devredilen cezaevi, bir süre öncesine kadar ceza infaz kurumu olarak kullanılmaya devam etti.

KÜLTÜR VE MÜZE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Temmuz 2021'de kenti ziyaretinde "Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz." açıklamasının ardından başlatılan çalışmalarda dün somut adım atıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplu açılış ve bazı ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği kentte, "Adalet Bakanlığımız, cezaevini tamamen boşalttı. Bugün itibarıyla cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza devredilmiştir. Geçmişte nice acılara, zulümlere, kötü hatıralara konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme mekanı olarak hizmet verecektir." açıklamasını yaptığı saatlerde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, müze yapılmak üzere mülkiyeti Adalet Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen Diyarbakır Cezaevi'nin kapısını kilitleyip, anahtarını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a teslim etti. Diyarbakır Cezaevi'nin tabelası da bugün indirildi.

TARİHSEL ÖNEMİ

Siyasetçi ve yazar Bayram Bozyel, 1982-1987 yılları arasında 5 yıl bu cezaevinde kaldığını belirtti. "O zaman Türkiye genelinde darbe rejimi hakimdi. Darbe rejiminin bütün kötülükleri en yoğun haliyle Diyarbakır Cezaevi'ne yansıyordu. O dönemde burada eşi benzeri görülmemiş insanlık dışı uygulamalar yapıldı." ifadelerini kullanan Bozyel, çok sayıda kişinin ya hayatını kaybettiğini ya da sakat kaldığını belirtti.

İnsan onurunun aşağılandığını dile getiren Bozyel, hem kendilerinin hem ailelerinin hem de toplumun büyük kesiminin bu süreçten olumsuz etkilendiğini ifade etti.

Bozyel, "Burayı toplum bakımından bir kara sayfa ve kara dönem olarak değerlendiriyorum. Benzer süreçlerin bir daha tekrarlanmamasını diliyorum." dedi. Diyarbakır Cezaevi'nden çıktıktan sonra "Diyarbakır 5 No'lu" kitabında cezaevinde yaşanılanları yazdığını anlatan Bozyel, şunları kaydetti:

"Daha önce buranın kapatılması ve müzeye dönüşmesi konusunda büyük mücadele verdik. Hükümet bu konuya olumlu bakıyordu. Gelinen aşamada buranın boşaltılması geç de olsa önemli. Burası yeniden dizayn edilirken, burada yaşayan insanların deneyimlerinden, insan hakları savunucularından ve benzer deneyimlerden geçen ülkelerin deneyimlerinden faydalanılması gerekiyor. Toplumun geleceği ve gelecek nesillerin bir daha benzer deneyimleri yaşamaması için buranın müze yapılması son derece önemli."

İSANLIK ONURUNUN İADESİ

Henüz 16 yaşındayken girdiği Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde 7 yıl kalan Temel Strateji Araştırma Merkezi Başkanı Abdurrahim Semavi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün gerçekleştirdiği ziyaretin, geniş kitleleri memnun ettiğini bildiklerini ifade ederek, bu ziyarette Diyarbakır Cezaevinin mülkiyetinin müze yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmesinin önemli olduğunu belirtti.

"Duyarlılık gösteren Cumhurbaşkanı'mıza şükranlarımızı sunuyoruz. O dönemde 16 yaşındayken cezaevine girmiş ve 23 yaşında çıkmış biri olarak hala yaşıyor olmamız ve gerçekten buna şahitlik etmemiz bizi ziyadesiyle mutlu etti. İnsanlık onurunun iadesi olarak yorumlayabilme imkanımız var." ifadelerini kullanan Semavi, bu müjde verildiğinde o dönemde cezaevinde kalan, mağduriyet yaşayan bazı kişilerle orada bulunmayı çok istediğini anlattı.

HAYIRLI BİR KARAR

Semavi, müzenin açılışına sembol olabilecek birkaç kişinin davet edilmesinin yerinde olacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı'nın bu konuda verdiği kararı "hayırlı bir karar" olarak değerlendiren Semavi, cezaevinin bir an önce müzeye dönüştürülmesini beklediklerini kaydetti.

Hukuki Araştırma Derneği Diyarbakır Şube Başkanı avukat Mehmet Sıddık Demir de cezaevinin müzeye dönüştürülmesi kararını olumlu karşıladıklarını ifade etti.

Yapılacak müzede hafıza odalarının bulunmasını talep ettiklerini dile getiren Demir, "Kütüphane ve sanat odalarının bulunacak olması da bizim için çok olumlu. Bir an önce faaliyeti girmesini umuyoruz. Cumhurbaşkanı'mıza ve devletin ilgili makamlarına müteşekkir olduğumuzu belirtmek istiyorum." diye konuştu. 
‘GÜMÜŞ ATÖLYELERİNDE ÇALIŞTIK’
Diyarbakır Cezaevi'nde 9 yıl bulunan Mücahit Okay ise, 2012 yılında cezaevine girdiğini ve pandemi nedeniyle 2 yıl önce tahliye olduğunu ifade etti. Okay, “Müze olsa iyi olur. En azında içeriye girip gezeriz. Çok yattık buradaki insanlarla veya çocuklarımıza bu koğuşta yattık diye söyleriz. Buradaki gümüş atölyelerinde çalıştık. Personelin sayesinde emek verdik ve meslek sahibi de olduk ” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler