Ulu Camii'de buruk Cuma

1376 yıl sonra ilk kez geçen hafta Sur’daki çatışmalar nedeniyle Cuma Namazının kılınamadığı Ulu Camii bu Cuma yeniden kapılarını açtı. Az sayıdaki cemaat, silah sesleri altında namaz kıldı. Ardından caminin kapısına yine kilit vuruldu.

Ulu Camii'de  buruk Cuma

1376 yıl boyunca açık olan Diyarbakır'daki Ulu Camii geçtiğimiz hafta sokağa çıkma yasağı ve çatışmalar nedeniyle kapılarını açamamıştı. Sur ilçesinde yasağa karşın polisten izin alarak bölgeye giren cami cemaatinden bazıları bu cuma namaz kılabildi.

‘Barış artık tercih değil zarûret’

Çatışmalara karşın Cuma namazı için Ulu Camii’yi tercih eden İsmail İnci’nin Sur içinde berber dükkânı var. 25 günden bu yana dükkânının kapalı olduğunu söyleyen İnci, Ulu Camii’nin kapalı olmasını içine sindiremediğini anlatıyor.

“37 yaşındayım ve 15 yıldır bu mahallede esnafım. Bir aydır dükkânımı açamıyorum. İnanın bir ay beni altı ay geriye götürdü. Ama Ulu Camii’nin kapalı olması çok dokunuyor bana. Manevi olarak içim eziliyor, yüzyıllardır ezan sesi kesilmedi burada. Şimdi ise ezan okunamıyor ve Cuma bile güçlükle kılınıyor. Canımızın emniyeti yok ama maneviyatımız sarsılınca göze alıp geldik. Yine geleceğim.”

İsmail İnci’nin yaşananlarla ilgili sıkıntısı büyük. Annesinin günde üç kez kendisini arayarak durumunu sorduğunu anlatan İnci, barışın da artık bir tercih olmaktan çıkıp zarûret haline geldiğini belirtiyor.

“Öldürmekle ne Türk ne Kürt biter. Zaten yıllarca ölmediler mi? Bu işin silahla çözülmeyeceği açık. Ya arkadaş sen her türlü oyunu alıyorsun zaten. Daha ne istiyorsun milleti işinden, ekmeğinden, canından ediyorsun. İnsan bu kadar destek gördüğü kendi evine ateş atar mı? Bu barış dediğimiz şey artık bir tercih değil buralar için zarûrettir.”

‘Namaz için geldim, gücüme gidiyor’

Abbas Aslan böbrek hastası. Buna karşın kentin öbür ucundan kalkarak Cuma için Ulu Camii’ne gelmiş. Ona göre de çatışmalar bir an önce durmalı, Hristiyan kilisesine, Müslüman camisine kavuşmalı.

“Dedim ki ne olursa olsun gidip kılacağım. Çünkü içim parçalanıyor ve zoruma gidiyor. Çıkıp geldim. Her taraftan silah bomba sesleri geliyor. Artık bu iş çok açık, birileri dürtüyor ve Müslümanlar birbirine giriyor. Allah rızası için artık yeter, bu iş artık bitsin, hem canlara hem de inancımıza kastediliyor. Bitsin artık, Hıristiyan kilisesine, Müslüman camisine gitsin.”

‘Namazımı ağlayarak kıldım’

‘Gözüm hiç kurumuyor’ diyen Esat Aydın 60 yaşında ve Sur içindeki Sipahi Pazarı’nda tenekecilik yapıyor. Aydın yıllarca beklediği huzurun bir anda uçup gittiğini söylüyor.

“Bu çarşıya 7 yaşındayken geldim. Şimdi 60 yaşındayım. 53 senem geçmiş. 53 senede ben böyle bir şey görmedim. Ulu Camii’nin minaresine uzaktan bakıp gözyaşı döküyorum. İçim kan ağlıyor. Böyle bir şey olabilir mi Allah’tan Muhammed’den hiç mi korkunuz yok. Yeni emekli oldum, 3-5 sene daha huzurla yaşar sonra ölürüm diye düşünürdüm. Bu son ömürde şu yaşadıklarım gösterdi ki kısmetimde yokmuş. Artık hiçbir beklentim kalmadı, tek korkum çocuklarımın ve torunlarımın geleceği.”

200 kişi ile namaz

Özellikle bayram ve Cuma namazlarında Diyarbakır’ın en çok tercih edilen camisi olan Ulu Camii’nde, avluya ve sokaklara taşan cemaatle yaklaşık on bin kişi namaz kılarken bu Cuma günü ancak 2 yüz kişi ile namaz kılındı. Caminin imamlarından Osman Yağmur durumun kendilerini incittiğini söylüyor.

Namazdan sonra tekrar kilit

“Camimiz her zaman dolup taşardı. Sahabeler kenti Diyarbakır’ın ciğerlerini yaktılar. Buyurun gördünüz ki ancak 2 yüz kişi ile namazımızı kıldık. Halk perişan, esnaf perişan. Bu insanların mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi lazım.”

Cemaatinin kurşun sesleri altında kıldıkları namazın ardından cami çabucak boşaldı. Görevliler de yasak kalkmazsa bir dahaki cumaya kadar kapıları kilitlediler.

Kaynak: Diyarbakır Söz