Tarihimizi koruyalım

5 bin 200 metre uzunluğundaki Diyarbakırın tarihi Surları'ndaki tahribatlar önlenemiyor. Defineci ve madde bağımlılar kol geziyor.

Tarihimizi koruyalım

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan 5 bin 200 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları'ndaki tahribatlar önlenemiyor.  Restorasyon çalışmalarına rağmen tarihi surların duvarlarındaki taşların defineciler tarafından sökülerek tahrip edilmesi, madde bağımlılarının ısınmak için burçlarda ateş yakması, yıkılan gecekondulardan çıkarılan tellerin bakırlarının çıkarılması için bazı kişilerin sur diplerinde yaktığı ateş nedeniyle çıkan isin duvarlara yapışarak yapıya telafisi zor zararlar vermesi tepkilere neden oldu.

'YASAL İŞLEM BAŞLATILACAK'

Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Koç, restorasyon çalışmaları sürerken bu tür olumsuz manzaralarla karşılaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Burcun içerisinde özellikle madde bağımlılarının ısınmak için ateş yaktıklarını görmekteyiz. Bunun dışında ayrıca defineciler tarafından yapı duvarlarına, nişlere zarar verildiğini tespit etmiş durumdayız. Burada özellikle sur taşlarının söküldüğü ve tahribatın meydana geldiğini görüyoruz. Bununla ilgili yasal işlem başlatılacak. Genelde çok fazla karşılaştığımız bir durum değil. Bazı dönemlerde özellikle yoğunlaştığını görüyoruz. Ancak bu tür müdahaleler yapı içerisinde hızlı tahribatlara da sebebiyet veriyor. Bilinçsiz olarak yapılan bu tür tahribatlar Vandalizm olarak nitelendirdiğimiz insan eliyle yapılan tahribatlar. Burçların içerisinde hiçbir şekilde, hiçbir değerli madene, herhangi bir defineye bugüne kadar rastlamadık. Şu an 34 burçta restorasyon çalışmaları devam ediyor.

RESTORASYON SÜRERKEN

 2020 yılından beri devam ettirdiğimiz restorasyon çalışmalarında da böyle bir şeye kesinlikle denk gelmedik. Surlarda ve burçlarda, duvarlarında herhangi bir hazine, herhangi bir define yok. Bunu herkes böyle bilsin. Buna dayanarak sur duvarlarına, burçlarına zarar vermeye kalkışmasınlar. Bunun yasal olarak da ciddi anlamda yaptırımları var. Restorasyon çalışmaları daha bitmeden uyuşturucu madde bağımlıları ve kendini bilmez birtakım insanlar tarafından yakılan ateş neticesinde sur duvarlarında ciddi anlamda bir kararma ve islenme meydana gelmiş durumdadır. Bu bölgede gecekonduların yıkımı gerçekleştirildi. Yıkımdan sonra birtakım insanlar geri dönüşüm malzemesi olan elektrik kablolarının içerisindeki bakırı çıkarmak amacıyla da duvar diplerinde ateş yakmışlar."

'TEMİZLENMESİ İÇİN'

Tarihi korumanın her vatandaşın asli görevi olduğunu kaydeden Koç, "Burada her Diyarbakırlının alın teri var. Yakılan ateş neticesinde gözenekli olan taşların içerisine ve ara derzlere sinmiş durumda. Bunların temizlenmesi için ciddi anlamda bir müdahale gerekiyor. Yapılan müdahaleler de ister istemez sur duvarları üzerinde bir aşınmaya, bir bozulmaya sebebiyet verebiliyor. Hem maliyetli hem de zahmeti bir uğraş gerektiriyor. Bir savunma yapısı olan Diyarbakır Kalesi ve surlar tarih boyunca Diyarbakır'ı ve Diyarbakırlıyı korudu. Ancak günümüze gelindiğinde artık suru ve kaleyi korumak Diyarbakırlının asli vazifesidir. Bizler bunu korumakla mükellefiz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz