İşletmeci Aksu:
"Harabeye dönen bir binayı restore ederek turizme kazandırdık. Bu süreçte 10'u aşkın tarihi yapı da hizmete açıldı. Olaylar nedeniyle işler durdu, işçi sayısı düştü"
İşletmeci Erim:
"Olaylardan önce gece geç saatlere kadar müşteri ağırlarken, şimdi siftah yapamıyoruz. Çözüm Süreci'nde müşterileri oturtacak yer bulamazken, müşteri bulamaz hale geldik. Diyarbakır'ın yerlisi dahi Sur ilçesine girmeye korkuyor"
Diyarbakır Çözüm Süreci'nde Diyarbakır'ın tarihi evleri girişimciler tarafından restore edilerek turizme kazandırılırken, restoran ve kafeterya olarak hizmet veren bu yapılar terör saldırılarının gölgesinde kaldı.
Sınırları içinde onlarca tarihi cami, kilise, han, hamam ve kervansarayların bulunduğu merkez Sur ilçesinde bazalt taşı ile iklim koşullarına göre inşa edilen, çeşitli uygarlıkların sanat izlerini taşıyan avlulu tarihi evler, Çözüm Süreci ile turizmde hedef büyüten Diyarbakır'da art arda restore edilmeye başlandı.
Restoran ve kafeterya olarak hizmete açılan, huzur ve güven ortamında yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören, gece geç saatlere kadar yöreye özgü fasıllar yapılan tarihi evler, kazılan hendekler, kurulan barikatlar ve tuzaklanan patlayıcılar nedeniyle beklenen ilgiyi göremiyor.
Çözüm Süreci'nde binlerce yerli ve yabancı turistin ağırlandığı eski yapılarda, saldırılar nedeniyle bu dönemde sessizlik hakim.
"OLAYLAR NEDENİYLE İŞLER DURDU"
Tarihi bir binayı restore ederek kafeterya olarak işleten Esra Aksu, yaptığı açıklamada, Diyarbakır'daki turizm potansiyelinin Çözüm Süreci ile gün yüzüne çıkmaya başladığını, bu süreçte turizme yönelik yatırım yaparak, tarihi bir evi turizme kazandırdıklarını söyledi.
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin "UNESCO Dünya Kültür Mirası" listesine dahil olmasının ardından tarihi evlerin turizm değerinin arttığına işaret eden Aksu, "Harabeye dönen bir binayı restore ederek turizme kazandırdık. Bu süreçte 10'u aşkın tarihi yapı da hizmete açıldı. Olaylar nedeniyle işler durdu. Bu mekanların kapatılmasıyla işçi sayısı da düştü" dedi.
Esra Aksu, tarihi evlerde ağırladıkları yerli ve yabancı turistlere bölge kültürünü de tanıtma imkanı bulduklarını dile getirerek, ilçede büyük ekonomik canlanma sağlayan evlerin, terör olaylarından dolayı artık yeterli ilgiyi göremediğini belirtti.
İlçenin terör olayları nedeniyle ekonomik olarak büyük sıkıntı yaşadığını aktaran Aksu, her gün onlarca ailenin bölgeden göç etmek zorunda kaldığına şahit olduklarını da kaydetti.
"TERÖR SALDIRILARI NEDENİYLE BÖLGEYE TURİST GELEMİYOR"
Esra Aksu, yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra şehirde yaşayan vatandaşların dahi duydukları endişe nedeniyle sur içi bölgesine gelemediğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Olaylar nedeniyle hava karardığında Sur'da hayat duruyor. İnsanlar endişe ile erkenden evlerine çekiliyor. Önceleri gece geç saatlere kadar fasıl yapılan mekanımızda saat 01.00'e kadar sohbet sürerken, artık saat 16.30'da ilçede adeta hayat bitiyor. Terör saldırıları nedeniyle bölgeye turist gelemiyor. Bu durumda esnaf da mağdur oluyor. Olaylar nedeniyle insanlar kendilerini güvende hissetmiyor."
Terör olaylarının sivilleri etkilediğine de dikkati çeken Aksu, saldırıların şehirlere taşınmasının kabul edilemez olduğunu aktardı.
Esra Aksu, tarihi ilçenin bombalara hedef olmasını istemediklerini vurgulayarak, bu konuda üzerilerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
"SİFTAH YAPAMAZ OLDUK"
Tarihi bir evi kahvaltı salonuna dönüştüren Abdülrezzak Erim, Diyarbakır'ın tarihi evlerini yaşatarak korumak istediklerini ifade etti.
Satın aldığı bir evi restore ederek turizm amaçlı hizmete açtığını ifade eden Erim, ancak son yaşanan gelişmelerden sonra tarihi değerlerin silah seslerinin gölgesinde kaldığını belirtti.
Abdülrezzak Erim, salonun bir bölümünü kütüphane olarak dizayn ettiklerini, öğrencilerin tarihi mekana kitap okumak için de geldiğini anlatarak, yöreye özgü mimariyi yansıtan evleri görmek için dahi farklı illerden gelenlerin olduğunu aktardı.
Çözüm Süreci'nde insanların gönül rahatlığı ile ilçede gezip dolaşabildiğini anımsatan Erim, "Olaylardan önce gece geç saatlere kadar müşteri ağırlarken, şimdi siftah yapamıyoruz. Çözüm Süreci'nde müşterileri oturtacak yer bulamazken, müşteri bulamaz hale geldik. Diyarbakır'ın yerlisi dahi Sur ilçesine girmeye korkuyor" diye konuştu.
Olayların sona ermesini beklediklerini vurgulayan Abdülrezzak Erim, esnafın çekini, senedini ödeyemez durumda olduğunu anlattı.
Erim, olayların en fazla bölge insanını mağdur ettiğine dikkati çekerek, insanların evlerinde yaşayamaz hale geldiğini dile getirdi.
"SUR İÇİNİN TURİZME KAZANDIRILMASI 500 FABRİKAYA EŞDEĞER"
Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Başkanı Kenan Aksu da terör saldırıları nedeniyle operasyonların yapıldığı Sur ilçesinin, tarihi yapılarıyla adeta "açık hava müzesi" konumunda olduğunu ifade etti.
Aksu, "Diyarbakır daha çok tarihi değeri bünyesinde barındırmasına rağmen, İspanya'nın Toledo kenti kadar turizmde hak ettiği değere ulaşamadı. İspanya'nın turizm getirisinin hemen hemen büyük bir kısmını bu şehir karşılıyor. İddia ediyoruz ki; Sur içinin tarihi evleri, hanları, hamamları ile turizme kazandırılması Diyarbakır'da 500 fabrikaya eşdeğerdir" şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da tarihi evlerin restoran ve kafeterya olarak hizmet vermesiyle birlikte büyük ilgi gördüğünü dile getiren Kenan Aksu, sürecin akamete uğratılması ile bu işletmelere ilginin düştüğünü kaydetti.
"BU OYUNLARI BOZACAĞIZ"
Aksu, Diyarbakır'ın kültürü, tarihi ve maneviyatı ile herkesin ilgisini çeken bir şehir olduğuna değinerek, "Bu şehir ve bölge üzerinde muhakkak ki içeriden ve dışarıdan hesaplar var. Biz bu oyunları bozacağız" dedi.
Son olaylarda Diyarbakır ekonomisinin ciddi boyutta zarara uğradığını anlatan Kenan Aksu, olayların sadece kentin değil Türkiye'nin ekonomisine darbe vurduğunu savundu.
"Diyarbakır'ın kalkınması bölgenin ve ülkenin kalkınması demektir. Bunun için Diyarbakır'a önem gösterilmesi gerekir. Silaha yatırılan para, ekonomiye, yatırıma dönüştürülmelidir" ifadesini kullanan Aksu, bu olayların yerine istihdam oluşturacak yatırımların olmasını istediklerini belirtti.
Kenan Aksu, insanların tatil anlayışının da değiştiğine değinerek, deniz ve kum yerine tarihe yolculuk yapmak istediklerini anlatarak, güven ve huzurun sağlanması ile Diyarbakır'ın bölgenin parlayan yıldızı olacağına inandıklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz