Diyarbakır’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa'da Cuma namazını engellemesi ve birçok Müslüman’ın Şehit etmesine ilişkin açıklama yaptı. Tüm dünya Müslümanlarına Kudüs’e ve Filistin davasına sahip çıkmaya davet etti.
Özgür Kudüs Platformu Doğu ve Güneydoğu Bölge Koordinatörü Fikri Karavil tarafından yapılan açıklamada Siyonist terör şebekesi İsrail’in gerçekleştirdiği zulüm, vahşet ve katliamlarına bir yenisini daha eklediği ve 3. Harem-i Şerif olarak kabul edilen Mescid-i Aksa’da birçok Müslümanı katlettiğini hatırlattı.
“81 ilde Cuma günü Siyonizme öfke Cumasına davet…”
İsrail’in mescidi ibadete kapatmasını ‘Kara Gün’ olarak niteleyen Karavil, “Zira çok uzun bir aradan sonra Mescid-i Aksa’da Cuma namazı kılınamadı. Bu durum İslam ümmeti açısından asla kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu pervasızlığın bir sonraki aşaması bu kutsal mekânı tamamen işgal edip hâkimiyet kurmaktır. İşte bu son olay, adımların çok daha ileri uzatıldığının bir göstergesi oldu. Aslında İsrail her bir adım sonrasında İslam ülkelerinin ve ümmetin cılız seslerinden cesaret aldı. Sessizlik devam ettiği takdirde, Mescid-i Aksa’nın tamamen işgal edileceği unutulmamalıdır. Özgür Kudüs Platformu olarak tüm üye ve kurumlarımızı 81 ilde Cuma günü Siyonizme öfke Cuması programlarını organize etmeye, tüm halkımızı da Siyonizme karşı tavrını ortaya koyarak Cuma eylemlerine destek olmaya davet ediyoruz. Bu vesileyle 21 Temmuz günü Cuma namazı sonrasında bir başka haremimiz olan Ulu Cami önünde basın açıklaması gerçekleştirilecektir.” dedi.
“Kudüs davamızı elimizden almaya gücü yetmez”
Diyanetsen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen de Mescid-i Aksa’nın İslam alemi için önemine vurgu yaparak, buranın ciddi bir şekilde sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi.
Mescid-i Aksa’nın basılması ve namazların engellenmesinin büyük bir zulüm olduğuna dikkat çeken Evsen, tüm dünya Müslümanlarının İsrail’e karşı seslerini yükseltmesi ve oradaki Müslümanların da bir intifada başlatması gerektiğini söyledi.
Evsen son olarak, “Tüm STK’larla beraber Cuma günü seslerimizi yükselteceğiz. Tüm dünya ülkeleri bilmeliler ki, hiç kimsenin Kudüs davamızı elimizden almaya gücü yetmez. Canımız pahasına mücadelemizi ederek, ilk kıblemize yönelik yapılan her eylem lanetlenmiştir. Buna karşı her türlü tavrımızı ve dik duruşumuzu ortaya koyacağız. Oralar, hiçbir zaman Yahudilerin malı olmadı. Bu nedenle dünyanın İsrail’e karşı ses çıkarması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Filistin ve Kudüs için çalışmalıyız”
Diyarbakır ve Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Recep İdikut da Siyonist İsrail’in, tarih boyunca hem Filistin halkına hem de diğer coğrafyalardaki Müslümanlara yönelik düşmanlık beslediğine dikkat çekti.
Siyonizmin tek hedefinin yeryüzündeki Müslümanları ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren İdikut, “Kudüs ilk kıblemiz, davamızın ana merkezlerinden biridir. Birçok hadislere mazhar olmuş mübarek bir beldedir. Filistin davasını ve Kudüs’ü bulunduğumuz her yerde gündem etmemiz gerekiyor. Filistin davası ve Kudüs için çalışmamızı Cenab-ı Allah, bir daha bize hatırlatmış. Aynı zamanda amaçları Müslümanlara korku vermektir. Filistin davasının özgürleştirilmesi için çok çalışmamız gerektiğini anlamamız gerekiyor. Diyarbakırlı Müslümanlar olarak hüzünlüyüz, üzgünüz. Mazlumiyeti, haksızlığı, zulmü telin ediyoruz. Dünyanın neresinde kan ve gözyaşı dökülüyorsa, dökülen Müslüman’ındır dökenin ise arkasında Siyonizm vardır.” şeklinde konuştu.
“Zülme sessiz kalırsak, daha büyük zulümlerle karşılaşırız”
Din-Bir-Der Diyarbakır Şube Başkanı Kutbettin Akdemir ise Mescid-i Aksa’nın dünyadaki 3 haremimizden biri olduğuna dikkat çekerek, Kudüs’ün Müslümanlar açısından büyük önem arz ettiğini dile getirdi.
Müslümanların en önemli topraklarından biri işgal edilmesi halinde, âlimlerin konuyu gündemlerine alıp en uygun fetvayı dünya Müslümanlarının kamuoyuna duyurmaları gerektiğini söyleyen Akdemir, “Bugün kendi ailemizin bir ferdine karşı yapılan bir saldırıya karşı her şeyi feda edebiliyorsak, vahyin indiği ve Peygamberin makamı olan böyle bir yerde yapılan işgal girişimi ve zulümlere karşı Müslümanların topyekün karşı koyması ve ellerindeki tüm imkânlarla mücadele etmeleri gerekiyor. Bu zülme sessiz kalınması halinde çok daha büyük zulümlerin ortaya çıkacağını Peygamberimizin sünnetinde ve sahabelerin hayatında görüyoruz. Bize de yakışan bu tavrı ortaya koymaktır.” diye çağrıda bulundu.
“İsrail, mescidi işgal edip ezanı susturmakla, İslam’a olan kinini ortaya koyuyor”
İsrail’in 1948’li yıllardan beri Ortadoğu’da fiili olarak gayrimeşru faaliyetler içerisinde olduğunu belirten Yeşilay Diyarbakır Şube Başkanı Yahya Öğer de “İslam coğrafyalarında fitne ve fesada yol açan İsrail’in, Müslümanlar için mukaddes olan Mescid-i Aksa’da bu tür girişimlerde bulunması aslında İslam’ın kendisine yaptıkları bir saldırı ve bir harekettir. İsrail’in orada yaptığı her hareketi kınıyoruz. İsrail, mescidi işgal edip ezanı susturmakla, namazı yasaklamakla, İslam ümmetine olan kinini ortaya koyuyor. İsrail’in haddini bilmesi için Müslümanların çok yüksek bir sesle tepkisini ortaya koyması gerekiyor. Zaten bölgede de haddini aştığı faaliyetlere imza atmıştır. Mescid-i Aksa, onurumuzdur, Müslümanların toprağıdır. Biz Yeşilay olarak daha önceki saldırılarda Mescid-i Aksaya nasıl sahip çıktıksa yine aynı şekilde sahip çıkacağız.” dedi.
“Mescidi Aksa düşerse, İslam ümmetinin şerefi izzeti düşer”
Sur İşadamları ve Toptancıları Derneği (SİDER) Genel Başkanı Şükran Yılmaz, “Mescid-i Aksa bizim gururumuz, onurumuz ve şerefimizdir Dünya ve ahiretimizin teminatıdır. Bütün İslam aleminin kaderini belirleyen mabettir. Mescidi Aksa düşerse, İslam ümmetinin şerefi izzeti düşer. Şeref ve izzeti olmayan bir ümmet yok olmaya mahkûmdur. Siyonist İsrail’in bir kalkışmasıdır. Ümmetin gafletinden dolayı bir girişimdir. Ümmetin süratle özüne yani İslami esaslara dönmesi gerekiyor. Bunun içinde birbiriyle çatışmaktan vazgeçip Kudüs’ün kurtulmasına odaklanması gerekiyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz