DİYARBAKIR - Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Kırbaş, "Sigara akciğerlere zarar veriyor. Koronavirüsün kapısını açıyor. Surlarda açılan gedikler gibi. Koronavirüs o gediklerden akciğerlere çok daha rahat ulaşıyor. Sigara ölümcül, koronavirüsle geldiğinde katbekat ölümcül hale geliyor." dedi.
Prof. Dr. Kırbaş, yaptığı açıklamada, sigara ve tütün bağımlılığının önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada yaklaşık 8 milyon insanın tütün kullanımına bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybettiğini söyledi.
Türkiye'de 11 Mart'ta ilk defa kendini gösteren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında, alınan tedbirlerle vaka sayısında belirgin derecede azalma olduğunu, bu azalmayla normalleşme süreci başlatıldığını anımsatan Kırbaş, normalleşme sürecine girildiği 1 Haziran itibarıyla başlayan "yeni normal"in eski normal süreç gibi algılandığını belirtti.
Kovid-19'un normalleşmediğini aktaran Kırbaş, normalleşme sürecinde sigara içenlerin salgını fırsata çevirerek sigarayı bırakmaları tavsiyesinde bulundu.
Salgın döneminde sigaranın, bağımlılara her zamankinden çok daha fazla zarar verdiğini vurgulayan Kırbaş, şöyle devam etti:
"Sigaranın kendisi zaten bu virüs gibi başta akciğerlerimizi hedef alıyor. Sigaranın içinde 4 binden fazla kimyasal madde, nikotin ve katran var. Bu katran asfalt dökümünde kullandığımız ziftin kendisidir. Sigara dumanıyla buharlaşıyor. Nefesimizin, akciğerlerimizin içine giriyor ve bizim nefes almamızı sağlayan o küçük hava keseciklerinin içine sıvanıyor ve orada soğuyor. Böyle bir akciğerin koronavirüsle karşılaşması çok daha vahim oluyor. Sonuçları çok daha kötü oluyor."
- Sigara, Kovid-19'un kapısını açıyor
Sigara dumanının vücutta girdiği her yere zarar verdiğini, çeşitli kanser hastalıklarına neden olduğunu bildiren Kırbaş, akciğerlerde nefes darlığı yaptığını, temasta olduğu dokuyu hasara uğrattığını kaydetti.
Sigaranın akciğerlerdeki odacıkları tahrip ettiğini, akciğerin yapısını bozduğunu ifade eden Kırbaş, "Sigara akciğerlere zarar veriyor. Koronavirüsün kapısını açıyor. Surlarda açılan gedikler gibi. Koronavirüs o gediklerden akciğerlere çok daha rahat ulaşıyor. Sigara ölümcül, koronavirüsle geldiğinde katbekat ölümcül hale geliyor." ifadesini kullandı.
Sigara içenlerin koronavirüs olduğu zaman sonuçlarının çok daha vahim olduğunu aktaran Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sigara içenler virüse yakalandığı zaman sonuçları çok daha vahim oluyor. Yapılan çalışmaların birinde sigara içenlerin, koronavirüse karşı 14 kat daha fazla hazırlıksız yakalandığını, başka bir çalışma bunun 17 kat olduğunu kabul ediyor. Bir başka çalışmada da yoğun bakımda yatış oranının 2,4 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu. Dolayısıyla eldeki bütün veriler, sigara ve koronavirüs bir araya geldiğinde daha ölümcül sonuçları olduğunu gösteriyor. Sigara gibi elektronik sigara, sarma tütün veya ısıtılmış tütün ile nargilenin de aynı derecede ölümcül riskleri var. Bu bağımlılıklardan vazgeçmek gerekiyor. Sigarayı, nargileyi üflüyorlar. Zaten bu solunum yoluyla bulaşan bir hastalık. Başkasının yüzüne doğru, ortama doğru üflemek o sigara dumanının bulaştığı her yere o damlacıkların bulaşmasına neden olur. Yan masada oturabilirsiniz. Sigara içerken birisinin önünden geçiyor olabilirsiniz. Onun üflediği duman arasından geçiyorsanız ve maske takmıyorsanız maalesef siz de o koronavirüsü içinize çekiyorsunuz."
- "Henüz bu savaş bitmiş değil"
Kırbaş, maske takmanın, sosyal mesafeyi korumanın ve hijyenin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, zorunlu olmadıkça kalabalık ortamlarda bulunulmaması gerektiğini vurguladı.
Normalleşme sürecinde de kişisel önlemlerin alınması gerektiğini dile getiren Kırbaş, "Sigara içiyorsak bırakmak için elimizden geleni yapalım. Devlet millet birliği olarak bu hastalığa karşı ciddi bir savaş veriyoruz. Ama henüz bu savaş bitmiş değil. Bunu unutmamamız lazım. Hayatımızı yeni normallere adapte ederken virüsün her an kapıda bizi yere düşürmeye hazır beklediğini unutmamamız gerekiyor." diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz