Serok aşiti dıxwazın!

Bugün saat 17.00'de İstasyon meydanında halka seslenecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, vatandaşlar ve STK'lar "Em aşiti dıxwazın" (Biz barış istiyoruz) mesajını verirken, Çözüm sürecine sahip çıkmasını istedi.

Serok aşiti dıxwazın!

Fırat AVCIL/M. Şerif DOĞRU/Abdullah İPEK

DİYARBAKIR-Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk kez bugün Diyarbakır'a gelecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürpriz çıkarması, bölge insanında olumlu yankı bulurken, Vatandaşlar ve STK temsilcileri, son günlerde hükümet, HDP, Kandil ve kendisi arasında çözüm sürecine ilişkin yaşanan gerilimin son bulmasını isterken, "Em aşiti dıxazın" mesajını verdi.

223 TESİS, 640 MİLYON LİRA

Bugün Batman çıkarmasından sonra saat 17.00'de Diyarbakır'a gelecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon meydanında düzenlenen mitinge katılacak. Burada, halka hitap edecek olan Erdoğan Diyarbakır ve ilçelerinde son yıllarda yapılan 640 milyon liraya mal olan 223 projenin açılışını gerçekleştirecek.

Erdoğan İl Valisi Hüseyin Aksoy'un yansıra, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret ederek, Eş Başkan Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile görüşecek. Erdoğan, 7. Kolordu Komutanlığını da ziyaret etmesi beklenen Diyarbakır programının bir kısmının da, gizli tutulduğu öğrenildi.

HALKTAN ERDOĞAN'A MESAJLAR     

Diyarbakır gezisi çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklık noktasında anlımlı bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sokaktaki vatandaşlar ile Bölgedeki Sivil Toplum Örgütleri, mimarı olduğu çözüm sürecine sahip çıkmasını isterken, kürtçe olarak "Em aşiti dıxazın" mesajını vererek, huzur ve refahın sağlanması için barışın tesis edilmesini istedi.

“KARDEŞKANI ARTIK DÖKÜLMESİN”

Kıbrıs Gazisi Sirac Ezer; “Bizim en büyük isteğimiz bölgeye ve Diyarbakır’da huzur ve refahın gelmesidir. Barışın tesis edilmesi bizim en büyüt isteğimizdir. Çünkü barış olmadan hiçbir şey olmaz. Huzur ve refah gelmez. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun hepimiz kardeşiz. Hiçbir farkımız yok. Bu kavga niye, kardeşkanı niye dökülüyor? Biz neyi paylaşamıyoruz anlamıyorum. Kardeş kavgasını son bulmasını istiyoruz. Anaların ağlamasını istemiyoruz. Savaş kazandırmaz, hep kaybettirir. Ayrıca bu kan üzerinden rant sağlayanlar var, bunlarda kan üzerinden rant sağmaktan vazgeçsinler. Ülkemiz cennet gibidir. Allah ülkemize ve Dünya barışı getirsin. Biz Cumhurbaşkanımızdan, barış için adım atmasını bekliyoruz. Ayrıca bu sürecin devam edeceğine inanıyorum” dedi.

BARIŞ HERŞEYDİR

Kıbrıs Gazisi Mehmet Durmaz; “Biz hiçbir şeyin peşinde değiliz. Türkler ve Kürtler bu ülkenin birliği için birlikte savaştı. Ülkenin bütünlüğünü birlikte sağladık. Laz’ı, Çerkez’i,  Türkü, Kürdü hepsi bir ırkın evlatlarıdır. Hepimiz kardeşiz. Artık bu kan dökülmesin. Kavga son bulsun Diyarbakır’a huzur gelsin. Cumhurbaşkanı, kentimize hoş geliyor. Kendisinden talebimiz barışın sağlamasıdır, barış olursa, kalkınmada olur, demokraside gelişir” dedi.

“KARDEŞLİĞİ PEKİŞTİRSİN”

Şükrü Güzelses; “Bizim Cumhurbaşkanı’ndan tek isteğimiz barıştır. Çünkü her şeyin başı barıştır. Barış olmadan, huzurda, refahta olmaz, ekonomi gelişmez. Bundan dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün kardeşliği pekiştirecek, gerginliği sonlandıracak mesaj vermesini bekliyoruz. Herkesin birbirine saygılı olmasını istiyoruz” dedi.

ALTINOKTA KÖRLER DERNEĞİ

Altınokta Körler Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Akif Karataş, "2002’den önce yok denecek şekilde hizmetler vardı. Son 13 yıllık dönemde oldukça iyi hizmetler gördük. Kendisine sonuna kadar destek vereceğiz. Diyarbakır’a gelişinde alandaki yerimizi alacağız. Kendisine bize ve engellilere yapmış olduğu desteklerden dolayı teşekkür ederim" dedi.

GÜNEYDOĞU’NUN TAVRI NET

Öte yandan, çözüm süreci müzakere heyetinde yer alan HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan’ın önceki gün yaptığı basın toplantısında, süreçle ilgili yaptığı açıklamalar, bölgede tepki ve endişelere neden oldu.  Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, Kürt sorundan kaynaklı çatışmalı sürecin demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda geçmiş yollarda da birkaç defa girişimlerin olduğunu anımsatarak, şu anda gelinen sürecin asla geri dönüşünün olmaması ve heba edilmemesi gereken bir süreç olduğunu vurguladı.

"CUMHURBAŞKANINDAN OLUMLU MESAJLAR BEKLİYORUZ"

Sürecin iki belirleyicisinin olduğunu bunlardan birinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diğerinin de Abdullah Öcalan olduğunu kaydeden Sayar, "Özellikle son dönemlerde Cumhurbaşkanının, hükümetin de olumlu baktığı birtakım adımlar karşısında gösterdiği yaklaşım toplumda güvensizliğe ve kaygıya neden oluyor. Barış sürecini hiçbir şekilde seçim sürecine heba etmemek gerekiyor. Daha önce 'Bu benim sorunumdur. Bunun için bütün olası riskleri göze alarak, sonuna kadar götürürüm’ diyen Cumhurbaşkanımızdan özellikle Diyarbakır’da yapacağı mitingde, bu süreci sahiplenecek ve belirlenen yol haritasında gidilmesine yönelik mesajlar vermesini bekliyoruz" dedi.

"İZLEME HEYETİ OLUŞTURULMALI"

Toplumun da süreçteki belirsizliği gördüğüne dikkat çeken Sayar, "Taraflar, zaman zaman birbirlerini suçluyor. Bu sürecin daha sağlam altyapıya oturması ve güvenilir bir aşamaya gelmesi bir izleme heyetinin müdahil olması ile gerçekleşebilir. Bu sürecin geleceği açısından da önemli olacaktır. Bu süreç her ne olursa olsun heba edilmemelidir. Bu ülkede artık can kayıplarının olacağı, analarımızın tekrar gözyaşı dökeceği bir ortama geri dönüşün de olmaması gerekir. Demokratik yollarla, demokratik taleplerde ısrar edilmelidir" diye konuştu.

"ADIMLARIN ATILMAMASI İÇİN SEBEP YOK"

Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Başkanı Burç Baysal, yapılan açıklamanın kendilerinde ister istemez tedirginliğe neden olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Şu aşamaya kadar HDP vekilleri ile görüşmelerimiz doğrultusunda sürecin bir yol üzerinde ilerlediğinin beyanlarını alıyorduk. Bugünkü açıklama daha önce yapmış oldukları müzakereler çerçevesinde atılmayan adımların sonucu. Bunlardan biri gözlem heyeti. Cumhurbaşkanı ihtiyaç olmadığını söyledikten sora başbakan ve yardımcılarını bir beyanatı oluşmadı. Yine Türkiye’nin demokratikleşmesine yönelik atılması gereken 10 adımla ilgili de bir rafa kaldırma izlenimi olduğu görülüyor. Bu adımların atılmamasını gerektirecek hiçbir sebep yok."

Seçim dönemi ile sürecin birbirine karıştırılmaması gerektiğine de dikkat çeken Baysal, "Bunlar birbirlerine heba edilecek süreçler değil. 10 yıla yakındır bir sorun bu. Bu süreç Türkiye’nin Güneydoğu bölgesi içinde bir refahın olabilmesi için başlangıçtır. Bu milli sorunu bu anlamda ötelemenin hiç kimseye ve siyasi oluşuma fayda getirmeyeceği ortadadır" şeklinde konuştu.

"BUNA RAĞMEN SÜREÇ DEVAM EDECEK"

Çözüm sürecinin taktiksel değil, stratejik bir süreç olduğunu anlatan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Osman Süzen ise hükümetin seçim arifesinde milliyetçi oyları kaybetmemenin ve kendine çekmenin kaygısıyla çizgi değiştirdiğini düşündüğünü dile getirdi. Süreçteki bu tür beyanların sadece seçime yönelik olduğunu düşündüğüne de dikkat çeken Süzen, hükümetin adım atmadığı ortada olduğunu ancak buna rağmen sürecin devam edeceğini vurguladı. Hükümetin artık adım atması gerektiğini de aktaran Süzen, "Bu sürecin seçimlere heba edilmemesi gerekiyor. Süreç geleceğimiz açısından seçimlerden daha önemli bir konumdadır" ifadelerini kullandı.

"ADIM ATILARAK KIRILGANLIKLAR GİDERİLEBİLİNİR"

Halkın büyük bir çoğunluğunun süreçten yana olduğunu ve hükümetin ilk adım olarak izleme heyetini devreye koyabileceğini belirten Süzen, şunları söyledi:

"Öcalan ile izleme heyeti görüşmelidir. En azından bu çaba olursa bu tür kırılganlıkların da seçim sürecinde giderilmiş olabileceğini düşünüyorum. Siyasetçilerden de beklenenin bu halkın taleplerine karşılık verecek çözümler üretmektir. Bugün geldiğimiz noktada bir daralma yaşanıyor. Bu daha önceki süreçlerde de yaşandı. Ama aşılabileceğini düşünüyorum. Maalesef süreç dışında bir alternatifimiz yok."

"CUMHURBAŞKANI TÜM HALKLARI KUCAKLAMALI"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Diyarbakır’da program yapacağına da değinen Süzen, şu ifadelerde bulundu:

"Cumhurbaşkanı bu programlarında Kürt sorunu yoktur gibi bir yaklaşımı terk etmeli. Cumhurbaşkanının son zamanlardaki yaklaşımı Kürt halkında kırılganlıklara neden oldu. Kendisi tüm Türkiye halklarının Cumhurbaşkanı’dır. Bu nedenle tüm halkları kucaklamalıdır."

"BARIŞLA İLGİLİ ÜMİTLERİMİZİ KORUMALIYIZ"

Batman Barosu Başkanı Ahmet Sevim ise süreçte seçim dönemi yüzünden bir yavaşlama olduğunu belirterek, "Heyetin açıklamasını, ‘Parti olarak biz üzerimize düşeni yaptık. Bu saatten sonra devletin adım atması gerekiyor’ diye görüyoruz. Çözüm sürecinin bitmesi ile ilgili dilimiz bile dönmez ve bu konuda ümitlerimizi korumalıyız. Seçim dönemine girildiği için bir yavaşlama var. Bu seçim havasının doğasından kaynaklanan bir şeydir. Ümit ediyorum ki seçimden hemen sonra kaldığı yerden devam edecektir. Çünkü bu sorunun geleceğe taşınmasının imkanı yok" dedi.

"CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARINA CEVAP"

İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağadır da heyetin açıklamasının hükümete bir uyarı niteliği taşıdığı kanaatinde olduklarına dikkat çekerek, bu açıklamanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına bir cevap olduğunu düşündüklerini dile getirdi.

"HİÇBİR SİYASETE YARAR SAĞLAMAZ"

Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdulkadir Üründü ise sürecin hemen hemen bütün çevreler tarafından büyük destek gördüğünü ve nihayete ermesinin beklendiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geriye dönüp bakıldığında akan kanın durması Türk’ün de Kürt’ün de Laz’ın da Çerkez’in de önemli bir kazanım olarak görülmektedir. Ancak ‘Yolun sonuna gelindiği’ şeklinde ifadeler insanlarda toplumlarda umutsuzluğa neden olmaktadır. Siyasi partiler ve realitelerin zaman içerisinde farklı açıklamaları olabilir, bunu doğal karşılamak lazım. Ancak bunu seçim öncesine kurban etmek hiçbir siyasiye hiçbir tarafa yarar getirmeyecektir. Aksine bütün topluma zarar getirecektir. Bu sürecin sonu mutlaka barış ile bitmelidir. Barış ile bitmediği takdirde masadan kalkan kim olursa olsun siyasi hayatının en büyük hatasını yapmış olacaktır diye düşünüyorum."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler