Mimarlar Odası: Suriçi’ndeki tahribatlara son verin

Suriçi Kentsel Sit Alanı'nda yürütülen restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmaları sonucunda kentin tarihi ve özgün dokusu üzerinde yıkıcı etki yaratıldığını belirten Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, tahribatlara son verilmesi çağrısında bulundu.

Mimarlar Odası: Suriçi’ndeki tahribatlara son verin

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Suriçi Kentsel Sit Alanı'nda yürütülen restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmaları hakkında gelen yoğun şikayetlere dair kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Keçi Burcu önünde basın açıklaması yaptı. “Bu kent sahipsiz değildir” pankartının açıldığı açıklamaya şube üyeleri katıldı.

TAHRİBAT 5 YILDIR SÜRÜYOR

Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ferit Kahraman, Diyarbakır Suriçi bölgesinin 6 Mahallesi'nde 2 Aralık 2015 tarihindeki sokağa çıkma yasakları hatırlatarak, geçen 5 yıla rağmen Kültürel Miras ve sivil mimari yapılar üzerinde tahribatların, halkın yaşadığı mağduriyetlerin, alandaki belirsizliklerin ve mülkiyet sorunlarının devam ettiğini söyledi.

‘UCUBE YAPILAR İNŞA ETTİLER’

Tahribatların sürdüğüne dikkati çeken Kahraman, “Çaktıkları her çivi için basın ordusunu ve medyayı yanına alan iktidar ve yöneticileri, kayyumlar, idareciler, karar vericiler bugüne kadar hangi sokakta hangi yapının önünde bu yapılar bizim eserimiz diye övündüler sorgulamak gerekir. Kentsel sit alanında suç sayılabilecek müdahaleleri, tahribatları ve yeni yapılardaki aykırılıkları yasal kılıfa uydurmak için 2016, 2017 ve 2018 yılında Koruma Amaçlı İmar Planında değişiklikler yaptılar ve sonuç olarak içine saplandıkları bu ucube yapıları inşa ettiler. Sivil mimari örneklerden uzak, özgün sokak dokusuyla alakası olmayan bu sonuçlardan sonra kendileri de hata yaptıklarını tespit etmiş olmalı ki kısmen de olsa yenilerini inşa etmekten vazgeçtiler” diye belirtti.

‘ÖZGÜN KİMLİK YOK EDİLİYOR’

Rekonstrüksiyonlarının ihale süreçlerini Ankara’dan yürüterek işe başlandığına işaret eden Kahraman, “Çalışmaların sürdüğü bu süreç içerisinde konu hakkında uzmanlığı olan kişilerce bize iletilen bilgiler ve görseller, çalışmalardan edindiğimiz izlenimler, duyarlı vatandaşlarca iletilen şikayetler ve tanıklıklar üzerinden yaptığımız tespit ve değerlendirmelerde; çalışmaların koruma kültüründen uzak olduğu, kullanılan malzemelerin eserin özgün yapısına uygun olmadığı, uygulama hatalarının var olduğu, yapının özgün kimliğini yansıtan izlerin yok edildiği, planlarda değişikliklerin yapıldığına dair bir takım aykırılık kanısı oluşmuştur” dedi.

Kahraman, tahribatlara ilişkin ilk olarak 14 Temmuz’da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden izin talep ettiklerini fakat yazılı taleplerine rağmen yazılı bir cevap alamadıklarını, yetkili kurum olarak Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi’ni gösterilmesi üzerine 30 Temmuzda Suriçi’ndeki mahallelerde yürütülmekte olan restorasyon çalışmalarındaki belirsizliklerin ve şikayetlerin kentte ve mimarlık camiasında endişelere sebep olduğu, bu endişe ve belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına restorasyon çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla alanda bir teknik inceleme izni yapılması talep edildiğini söyledi.

SÜREÇ ŞEFFAF YÜRÜTÜLSÜN TALEBİ

Restorasyon çalışmalarının “3’üncü Şahıslar tarafından yerinde incelenmesinin uygun olmayacağı” belirtilerek olumsuz cevap aldıklarını kaydeden Kahraman, “Buradan öncelikli olarak vurgulamak isteriz ki başta yapıların mülkiyet hakkına sahip olmasına rağmen izinsiz bir şekilde mülklerinde çalışma yürütülen vatandaşlar olmak üzere kültürel mirası koruma bilinciyle hareket eden hiç kimse 3. şahıs değildir. Hepimiz 1. Derecede bu mirasın ortak sahipleriyiz ve miras alanında yürütülen çalışmalar konusunda şeffaf bir süreç işletilmesini talep etme hakkımız vardır. Herhangi bir siyasi çıkar, reklam uğruna gerçekleştirilen alan ziyaretlerinde sahayı gezen yüzlerce kişi için gerekçe edilmeyen iş güvenliği bahanelerinin, uzmanlığı gereği her gün sahada bulunan yetkin kişilere sunulmasının hiçbir izahı yoktur. Her ne kadar yetkililerce izin verilmemiş olsa dahi hiçbir engel bu aykırılıkları teşhir etmenin önüne geçmeyecektir” ifadelerini kullandı.

Alınan pek çok karara uyulmadığını belirten Kahraman, “Peki, bu kapsamda hazırlanan Kültürel Miras Alanı Etki Değerlendirme raporlarındaki sonuçların, aykırılıkların ve tahribatların gizleneceği bir kılıf var mıdır? Bütün teknik değerlendirmeleri bir kenara bırakarak alanında uzman olmamasına rağmen kente dışarıdan gelenlerin dahi karşılaştıkları bu feci tablonun sığacağı bir kılıf var mıdır?” diye sordu.

‘YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞRI’

Kahraman, tüm yetkilileri göreve davet ederek şunları söyledi: “Süreçlerin şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütülmesini, bu çağrıya karşı kaygıları giderecek ve tahribatın geri dönülemez seviyelere gelmesini engelleyecek incelemelerin yapılması için gerekli izinlerin de verilmesini talep ediyoruz. Bu geri dönülemez tahribatların, yıkımların önüne geçmek, onlarca medeniyetin izlerini taşıyan kültür mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için duyarlı tüm kesimlere destek çağrılarımızı yapıyor, Reaktif İzleme Komitesi’ni alanı ziyarete davet ediyoruz.”

İNSANLIĞIN ORTAK MİRASI

Kültürel miras alanı tampon bölgesi, Kentsel Sit Alanı, kentin tarihini ve özgün dokusunu oluşturan miras alanı üzerindeki yıkıcı, yok edici uygulamalara, tahribatlara ve aykırılıklara son verilmesini talep eden Kahraman, “Bu kent, bu tarih, bu kültür varlıkları hepimizin ve tüm insanlığın ortak mirasıdır. Birlikte sahip çıkalım” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler