Lice'de bağların kazanları kuruldu

Lice ilçesinde kuraklık ve aşırı sıcaklıktan etkilenen üzüm bağlarında, verim düşük olsa da ateşte kaynatılan şireden pekmez, pestil ve sucuklu ceviz yapılıyor.

Lice'de bağların kazanları kuruldu

Bölgede kurak geçen ve hava sıcaklığının bir hayli yüksek olduğu yaz mevsiminden sonra başlayan bağbozumu, daha çok şire üzümüyle bilinen Diyarbakır’ın Lice ilçesinde sürüyor. Kuraklık ve sıcaklık etkisiyle ilçedeki çok sayıda bağın büyük bir bölümü yanarken, kalan üzümlerin de taneleri ya küçük ya da sert kaldı. Yüzyıllardır bağla uğraşan yurttaşlar, bu yıl yaşadıklarının yaşamları boyunca bir ilk olduğunu ve büyüklerinden de böyle bir durumu işitmediklerini belirtiyor.

SICAKLIK BAĞLARI YAKTI!

Lice ilçesi Hüseynik (Arıklı) Mahallesi’ndeki bağlar da aynı sorunu yaşadı. Mahalleye girerken sarararak yanan bağların görüntüsü göze çarpıyor. Buradaki bağlarda verim bu yıl yüzde 80-90 azalmış durumda. Sıcaklara dayanamayan bağlardaki hareketlilik de bu yıl azaldığı görülüyor. Mahallenin Çelebi Mezrasında ise yurttaşlar var olan üzümleri toplayarak bağbozumlarını gerçekleştirdi. Mezradaki bağlardan toplanan üzümler, bin bir emekle havuzlarda, şireye dönüştürülüyor, ardından ateşin üzerindeki büyük kazanlara dökülüyor. Bağbozumundan elde edilen şire pekmez, pestil, sucuklu cevize dönüştürülerek kış aylarında yurttaşlar tarafından tüketiliyor.

TEKNİK GENÇLERE AŞILANIYOR

Mezradaki hareketlilik esnasında her yaştan insan görmek mümkün. Yaşlı yurttaşların daha çok öncülük ettiği çalışmalarda, bağbozumunun teknikleri genç nesillere aşılanıyor. Yer yer kuşak tartışmaları olsa da aile hiyerarşisinin getirdiği geleneksel kurallar, her zaman geçerliliğini koruyor. İlçede dayanışma ve paylaşma kültürünü beraberinde getiren bağbozumları, kuşakların kaynaşmasına da yol açıyor. Bağlarda sabah 05.00’da başlayan mesai, gece geç saatlere kadar devam ederken, özellikle gün batımıyla ateşin üzerinde kaynayan kazanların çevresinde toplanan yurttaşlar, geçmişe ayna tutarak güncel gelişmeler üzerine sohbetler gerçekleştiriyor. Yüzlerce yıldır süre gelen bu kültür, değişim ve dönüşümlere rağmen varlığından pek fazla bir şey kaybetmeden yoluna devam ediyor.

50 YILDIR BU İŞİ YAPIYOR

Bağbozumunda en çok emek sarf edenlerin başında kadınlar geliyor. Bunlardan biri de 73 yaşındaki Sara Haran. Bağbozumu uzmanı olan Haran, 50 yılı aşkın süredir bulunduğu mezrada bu işi yapıyor. Haran, bahar ayrında mezraya geldiğini ve bağın bakımını yaptıklarını ifade ederek, “Genelde bağbozumunu Ekim ayında yapıyoruz. Bu yılki kuraklık bağlarımızın yanmasına neden olduğu için çok az üzüm toplayabildik. Çocuklarımızla birlikte var olan üzümleri kesip kovalara dolduruyoruz. Ardından havuzlarda, torbalara basma suretiyle şire elde ediyoruz. Bu şireyi süzdükten sonra kazanlara dolduruyoruz ve ateşi yakıyoruz. Kazanda kaynayan şireyi ikinci kez, daha ince bir şekilde süzüyoruz. Süzülen şireyi tekrar kazana ilave ederek kaynamaya bırakıyoruz. Pekmez, pestil ve sucuklu ceviz yapıyoruz. Pekmez yapımı 8 saat sürse de pestil ve sucuklu ceviz yapımına göre daha kolaydır. Pestil ve sucuklu cevizin, bulamacını hazırlamak, çarşaflara sermek ve sökmek daha zahmetlidir. Bu zahmetin ardından yaptığımız pekmez, sucuklu ceviz ve pestili kendimiz kışın tüketiyoruz” dedi.  

KADINLAR VE BAĞBOZUMU

Kurulan kazanların başında ateşin seviyesini kontrol eden, kaynayan kazanın üzerinde toplanan köpükleri toplayan, kazanan çevresinde oluşan izleri beziyle silen Haran, bağbozumunun zor ve zahmetli olduğuna dikkat çekti. Bağbozumunun başladığı günden bittiği güne kadar en çok kadınların mağdur olduğunu belirten Haran, “Kadınların emeğiyle bağbozumları gerçekleştiriyor” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz