Kürdistanı küfrün karanlığı kaplamış

Molla Abdulkuddus Yalçın, küfrün karanlığının Kürdistan’ı kapladığını ifade ederken, Kılıçarslan ise, ‘Maalesef İslam ümmetinin amirleri Hristiyan, sosyalist ve komünistler olmuş. Acaba neden bu zillet var?" diyerek sorguladı.

Kürdistanı küfrün karanlığı kaplamış

Molla Abdulkuddus Yalçın, küfrün karanlığının Kürdistan’ı kapladığını ifade ederken, Kılıçarslan ise, ‘Maalesef İslam ümmetinin amirleri Hristiyan, sosyalist ve komünistler olmuş. Acaba neden bu zillet var?" diyerek sorguladı.

KÜRDİSTAN ALİMLERİ BULUŞTU

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) tarafından Türkiye, İran, Irak ve Suriye Kürdistan'ındaki âlimlerin katılımıyla gerçekleşen ''2’nci Kürdistan Âlimleri Buluşması' başladı. 2 gün 4 oturum şeklinde gerçekleşecek buluşmaya, Türkiye, İran, Irak ve Suriye Kürdistan'ından çok sayıda âlim katıldı.

KÜFRÜN KARANLIĞI KAPLAMIŞ

Molla Abdulkuddus Yalçın, küfrün karanlığının Kürdistan’ı kapladığını ifade ederken, “Bir taraftan İslam düşmanları, insanlık düşmanları hilelerle yüzyıllardır İslam evlatlarını kandırıp İslam ahlakından uzaklaştırıp dinlerini bozuyor. Bir yandan da satılmış ve kandırılmış kimileri de demokrasi ve özgürlük adıyla tüm kuvvetiyle, silahlarla gözlerimizin önünde mazlumlara saldırıyorlar. Yapabileceklerimiz çoktur. Müzakere edip el birliğiyle herkesten önce bu vazife ulemanındır. Herkes kendi aklıyla mesuldür. “

ÜMMETİN AMİRLERİ HRİSTİYAN

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan ise, “Rabbimiz, ‘Tefrikaya düşenlere büyük bir azap vardır' diyor. Acaba bizler bu ilahi tehditten kurtulmuş muyuz? Bizler kardeşiz diyebiliyor muyuz? Müslümanlar, nasıl bir kâfirin emri altında olur? Bugün bir Hristiyan'ı, sosyalisti Müslümanın emrinde görebiliyor muyuz? Ya da bir Müslüman'ı kendine ‘Ulu'l emr' kabul ediyor mu? Maalesef İslam ümmetinin amirleri Hristiyan, sosyalist ve komünistler olmuş. Acaba neden bu zillet var?" diye konuştu.

SIKINTIMIZ VAHDETTİN YOKLUĞUDUR

Buluşmaya İran Kürdistanı'ndan katılan Mamoste Hiwa Raşidi, İslam ümmetinin en büyük sorunu ve hastalığının ihtilaf olduğunu ifade ederek, "Bu hastalığın ilacı ise diyalog, empati kurabilmek ve alimlerin birleşmesidir. Vahdet başta Kürtler olmak üzere şu anda sıkıntılarla boğuşan tüm İslam âleminin tek çıkar yoludur. Şüphesiz ki bu gibi buluşmalar ümmetin birleşmesi açısından oldukça önemlidir. Bu buluşmalar, ümmetin aşırılığı bırakıp itidale, savaşı bırakıp barışa tutunması açısından önemlidir. Bu gibi buluşmaların devam etmesi gerekli ve kaçınılmazdır." dedi.

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) tarafından Türkiye, İran, Irak ve Suriye Kürdistan'ındaki âlimlerin katılımıyla gerçekleşen ''2’nci Kürdistan Âlimleri Buluşması' başladı. 2 gün 4 oturum şeklinde gerçekleşecek buluşmaya, Türkiye, İran, Irak ve Suriye Kürdistan'ından çok sayıda âlim katıldı. Program, Hafız Emin Mülayim’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

KÜFRÜN KARANLIĞI KAPLAMIŞ

Açış konuşmasını yapan Molla Abdulkuddus Yalçın, küfrün karanlığının Kürdistan’ı kapladığını ifade ederek şöyle dedi; “Bir taraftan İslam düşmanları, insanlık düşmanları hilelerle yüzyıllardır İslam evlatlarını kandırıp İslam ahlakından uzaklaştırıp dinlerini bozuyor. Bir yandan da satılmış ve kandırılmış kimileri de demokrasi ve özgürlük adıyla tüm kuvvetiyle, silahlarla gözlerimizin önünde mazlumlara saldırıyorlar. Çocuk, kadın ve ihtiyarları öldürüp Müslüman memleketleri yıkıyorlar. Bomba ve füzelerle Müslümanları yok etmeye çalışıyorlar. İslam ümmetinin zenginliklerini talan edip kendi ülkelerine taşımak istiyorlar. Bu afetlerden sonra Müslümanlar hâlâ küçük meseleler yüzünden birbirlerine farlı gözle bakıp birbirlerini tekfir edip İslam düşmanlarına yol açıyorlar. Nasıl ki dünya elimizden gitti ahiret de elimizden gidiyor. Bu hal kabul edilebilir değildir. Tüm imkânlarımızla çalışmak lazımdır. Onlara karşı mücadele vaciptir. Taassup zamanı değil, aksine birlik zamanıdır. Cemaat ve mezhepleri İslam’ın zenginliği bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki her camianın altında bir külliye vardır. Külliyeler birbiriyle rekabet etmediği gibi İslami cemaatlerde birbiriyle rekabet edemez. İslam; ahlak ve tarikat, ehli beyte sevgi, nizam ve devlettir. Kısaca İslam hayattır. Yapabileceklerimiz çoktur. Müzakere edip el birliğiyle herkesten önce bu vazife ulemanındır. Herkes kendi aklıyla mesuldür. “

ÜMMETİN AMİRLERİ HRİSTİYAN

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan ise, ‘Ümmetin bütünlüğünü sağlamada ulemanın rolü’ başlıklı bir konuşma yaptı. İslam alemindeki tefrikaya dikkat çeken Kılıçarslan, “Rabbimiz, ‘Tefrikaya düşenlere büyük bir azap vardır' diyor. Acaba bizler bu ilahi tehditten kurtulmuş muyuz? Bizler kardeşiz diyebiliyor muyuz? Müslümanlar, nasıl bir kâfirin emri altında olur? Bugün bir Hristiyan'ı, sosyalisti Müslümanın emrinde görebiliyor muyuz? Ya da bir Müslüman'ı kendine ‘Ulu'l emr' kabul ediyor mu? Maalesef İslam ümmetinin amirleri Hristiyan, sosyalist ve komünistler olmuş. Acaba neden bu zillet var? Bizler vahdeti bırakıp, kardeş olmamışız. Vahdette kuvvet vardır, izzet vardır.  Ortadoğu'da bu kan, fitnenin sebebi Hristiyan ve Yahudiler değil midir? Hristiyan ve Yahudiler Hz. İsa hakkında farklı düşündükleri halde kendi aralarında birlik olup Müslümanların arasına fitne koyuyorlar. Ey Kürdistan âlimleri! Amacımız tüm Müslümanların birliğidir. Bununla birlikte bütün küfrün amacı Kürtlerdir. Neden baba ve dedelerimizin akidesini terk edip Hristiyanlara uyuyoruz. Onların emriyle savaşıyor, ölen de öldüren de ‘Allah-u Ekber' diyor.” ifadelerini kullandı.

EVLATLARIMIZ KATLEDİLİYOR

Kılıçarslan sözlerine şöyle devam etti: “Küfür ehli, aramıza nifak koyup İslam ümmetinin petrolü, madeni için 30'u aşkın ülke bir araya gelmiş. Müslümanlar kendi servetleri üzerinde aç kalırken; ABD, İngiltere Müslümanların serveti üzerinde sefa sürüyor. Bizler kuvvet olursak bu onların işine gelmez. Bizler kuvvet olursak, Rabbimizin emrini muhafaza ederiz ki bu onların işine gelmez. Bakın bu memlekette ellerine silah verilenler âlimlerimizi, medreselerimizi tehdit ediyorlar. Evlatlarımızı katlediyorlar. İttihad-ul Ulema olarak 70 medresemiz ve 4000 talebimiz var. Çoğunluğu Kürdistan'da olmak üzere 400 âlimimiz ve 300'ü aşkın derneğimiz var. Bizler tüm âlim ve medreselerimizle, gençlerimizle bu memlekette birlik olmuşuz. İslam düşmanları bize saldırınca müdafaamızı yapabiliyoruz. Bizler istiyoruz ki kardeşlik elini uzatalım. Bizler vahdet elini uzatmaya hazırız. Hristiyan ve Yahudilerin fitnesini bir tarafa bırakıp rabbimizin katına ak yüzle çıkabilelim.”

İLK OTURUMDA, ÜMMET BİLİNCİ

Kılıçarslanın konuşmasından sonra, birinci oturuma geçildi. Moderatörlüğünü Irak'tan katılan Dr. Ahmed Cemal'in yaptığı oturumda, ‘İslam Ümmetinin Mevcut Hali ve Siyasi Kutuplaşmalar' konusunu Dünya Müslüman Âlimler Üyesi Mela Reşit Taha Osman Sıgeri, ‘Ümmet bilincinin oluşumunda âlimlerin rolü' konusunu da İran'dan katılan Müderris Muhammed Mollazade anlattı. Moderatör Ahmed Cemal'in söz hakkı verdiği Dünya Müslüman Âlimler Üyesi Mela Reşit Taha Osman Sıgeri, İslam tarihinin aydınlık olduğuna vurgu yaptı.

İSLAM TARİHİ AYDINLIK

“Bugün dünyada yaşanan tüm sıkıntıların sebebi İslam değil; bilakis görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen âlimler ve İslam önderleridir.” diyen Sıgeri, “İslam tarihi ve Müslümanların tarihi arasında büyük farklılıklar vardır. İslam tarihi bir aydınlık iken Müslümanların tarihi ise birbirlerinden ayrılıklarından ötürü daima gerileme olmuştur. Bugün diyorlar ki; ilerlemeniz için Avrupa'yı taklit etmeniz lazımdır. Bizde diyoruz ki; bunu böyle dile getirenler Allah-u Teâlâ'ya iftira atmışlardır. Bugün Avrupa'ya da bu ilerlemeyi kazandıran İslam âlimleridirler.” dedi.

 ALİMLER GÖREVİNİ YAPMIYOR

Sıgeri'nin konuşmasının ardından ‘Ümmet bilincinin oluşumunda âlimlerin rolü' konusunu İran'dan katılan Müderris Muhammed Mollazade anlattı. İslam âlimlerinin ümmet içerisinde İslami bir bilincin oluşmasında en büyük görevi üstlenmiş fertler olduğunu söyleyen Mollazade, âlimlerin üstlendiği görevi yerine getirmemesi durumunda Allah'a verecekleri hesabın ağır olacağını söyledi. Âlimlerin sorumluluktan kaçmaması gerektiğini belirten Mollazade, “Bugünkü âlimlerimizin en büyük görevi toplum içerisindeki yerini bir daha almaları ve bu halka imam, mürşit ve önder olma sorumluluğunu bir daha üstlenmemizdir. Ümmetin içerisinde bulunduğu en büyük sıkıntı âlimlerin sorumluluktan kaçınmalarıdır. Biz bu halkın sıkıntılarını kendi sıkıntımız gibi görmedikçe eskiden âlimlerin toplum içeresindeki konumlarını elde edemeyiz. Bugün âlimlerimizin yeni bir söyleşi ortaya koymaları lazımdır. O da şu olmalıdır; vahye inanıp aklı inkâr etmeyen, dünyaya çalışıp ahireti unutmayan, her şeyin vasatını bulan bir söyleyiş ortaya koymak olmalıdır.” Şeklinde konuştu.

BATININ SİNSİ PLANLARINA DİKKAT

Buluşmaya katılan İmam Vaiz Nadir Raşit El Kurdi, yaptığı değerlendirmede Irak Kürdistanı'nın Erbil kentinde Kur'an kursları, kültürel ve ilmi birçok medrese ve derneklerinin bulunduğunu ifa ederken, batının sinsi planlarına dikkat çekti. Raşit El Kurdi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiç şüphe yok ki, batının liderleri İslam aleyhine çok sinsi planlar hazırlamışlardır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim; ‘Onların gizledikleri kin, daha büyüktür.' diye buyurmaktadır. Başka bir ayette ise ‘Onlar sizi dininizden döndürene kadar, sizinle savaşırlar.' buyurmaktadır. Alçak batı, Müslümanları Şii ve Sünni olmak üzere mezhepsel, Türk, Kürt ve Arap olmak üzere de ırksal olarak parçalama planlarını senelerdir uygulamaktadırlar. Maalesef biz Müslümanlar olarak da onların bu planlarını bizzat kendi ellerimizle gerçekleştirmekteyiz. Bu durumda bize düşen, topraklarımızı, petrol yataklarımızı tekrar ele geçirmek ve ürettikleri silahları Müslümanlara satmak için gerçekleştirdikleri bu planlara karşı uyanık olmamızdır ve hiçbir şekilde bu fitneye ortak olmamamızdır. Hiç şüphe yok ki onlar bizim de küfre düşmemizi isterler. Hiçbir konuda İslam'ın yararı için bir şey yapmazlar. Onlar, Müslümanları kendilerine birer hizmetçi olarak görmektedirler. Ancak İslam ümmeti birleşirse, bu ümmeti durduracak hiçbir güç yoktur.”

SAFLARIMIZI BİRLEŞTİRMELİYİZ

Ortadoğu'da devam eden savaşlara da değinen El Kurdi, “Şu anda Ortadoğu'da devam etmekte olan bu savaş Yahudiler, haçlılar ve Amerikalılar tarafından yıllar öncesinden planlanmış bir savaştır. Bize düşen ise önceden belirttiğim gibi bu fitneye düşmemek ve hiçbir şekilde bu kanlı savaşa alet olmamaktır. Musul konusunda ise şu anda Kürdistan âlimleri olarak elimizden gelen tek şey nasihattir, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır. Önceden planlanmış bu savaş için Allah'tan dileğimiz Müslümanların kanlarını, başka Müslümanların elleriyle dökmemesidir. Çünkü şu an orada dökülen kan, Müslüman kanıdır. Biz âlimlere düşen, safları birleştirmektir. Fikri ve mezhepsel taassuptan uzak durmak ve öncüleri olduğumuz İslam ümmetinin eski izzetini elde etmesi için çalışmaktır.” diye konuştu.

Buluşmaya İran Kürdistanı'ndan katılan Mamoste Hiwa Raşidi yaptığı özel açıklamada, İslam ümmetinin en büyük sorunu ve hastalığının ihtilaf olduğunu ifade ederek, "Bu hastalığın ilacı ise diyalog, empati kurabilmek ve alimlerin birleşmesidir. Vahdet başta Kürtler olmak üzere şu anda sıkıntılarla boğuşan tüm İslam âleminin tek çıkar yoludur. Şüphesiz ki bu gibi buluşmalar ümmetin birleşmesi açısından oldukça önemlidir. Bu buluşmalar, ümmetin aşırılığı bırakıp itidale, savaşı bırakıp barışa tutunması açısından önemlidir. Bu gibi buluşmaların devam etmesi gerekli ve kaçınılmazdır." dedi.

SIKINTIMIZ VAHDETTİN YOKLUĞUDUR

"Bizim sıkıntımız cemaatlerin çokluğu değil vahdetin yokluğudur." diyen Raşidi, "Çünkü sadece bir cemaatin dünyanın her yerinde var olması düşünülemez. Bundan dolayı cemaatlerin birbirlerine karşı anlayış sahibi olması sıkıntıları ortadan kaldırır. Bu buluşma Müslümanlar arasındaki sınırları kaldırmış ve birbirinden haberi olmayan cemaatlerin tanışmalarını, birbirlerinin kültür ve esaslarını öğrenmelerini sağlamış ve onları kaynaştırmıştır. Ayrıca cemaatlerin bu buluşma, cemaatlerin hatalarını ve güzelliklerini görmesi açısından da önemlidir. Hiç şüphe yok ki, bu gibi zaruri buluşmalara katılanlar, geldikleri bu ortamda geniş bir ufuk sahibi olma imkânını elde etmektedirler. Burada bulunanlar, bu buluşma sayesinde hakkında fikir sahibi olmadıkları cemaatleri tanıyabilmiş ve kitaplarını okuma imkanı elde etmişlerdir." diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz