Kadınlarla görüşüyordum ondan sildim

Narin cinayetinde ilk tutuklanan isim olan amca Salim Güran yeniden ifade verdi. Olay gününü yeniden anlatıp, "23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve WhatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz" sorusuna Salim Güran, "Hayat kadınları ile görüşme sağladığımdan ve bu hususun açığa çıkmaması adına bu kayıtları sildim. Başkaca bir amacım yoktur. Çünkü sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin'in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum" cevabını verdi.

Kadınlarla görüşüyordum ondan sildim

Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 2 Eylül'de tutuklanan amca Salim Güran, önceki gün akşam saatlerinde tutuklu bulunduğu cezaevinden adliyeye getirilerek yeniden ifadesi alındı.

. Savcılık ifadesinde, Salim Güran, olay gününü yeniden anlatarak, "Narin'in kaybolduğu gün sabah erken kalkıp, tarlaya gittim. Sabah saat kaç olduğunu hatırlamıyorum. Tarlaya gittiğimde Mehmet Selim Atasoy, oğlu R.A. ve iki kızı vardı. Tarlada uzatma borularını getirip, boruları tarlaya serdim. Tarlaya gittikten sonra Çarıklı köyüne gittim. E.K.'yi aradım. Boruları o ayarlamıştı ve boruları arama atmıştı. Saati tam hatırlamıyorum. Ama sabah saatleriydi. Boruları araba ile tarlaya getirmiştim. Boruları da tarlaya dağıttım. Boruları bıraktıktan sonra Çarıklı üst geçidinin oraya R.A. ile birlikte gidip, sıcak ekmek alıp, geri geldim. Tarlaya geldikten sonra Mehmet Selim'in iki kızı ve R.A. ile birlikte tarlanın üst kısmına gittik. Mehmet Selim de motosiklet ile geldi" dedi.

'EVDE DURUP, DURMADIĞIMI HATIRLAMIYORUM'

Salim Güran, ifadesinde şöyle devam etti: "Tavşantepe'nin oradaki sondaj bölümüne gittik. Sondaj dediğim yer, mısır tarlasının orasıdır. Burada birlikte kahvaltı yaptık. Ondan sonra yine aynı kişileri getirip, aşağı tarlaya getirdik. Sondaj bölgesine kahvaltı için gitmiştik. Kahvaltımızı orada yaparız. Çoğunlukla kahvaltıyı orada yaparız. Tarlada onlara yardım ettim. Kahvaltıdan sonra saat 08.00-09.00 sıralarında tarlada çalışmaya başladık. E.K.'yi saat 08.00'den önce aramıştım. Tarlada R.A. ile suyu değiştirdik. Sonra babasının yanına gittik ve ona yardım ettik. Kahvaltıdan sonra boruları sermeye devam ettik. Burada işimiz bittikten sonra yukarı tekrar mısır tarlasına geldik. Tam olarak saati hatırlamıyorum. Sonra oğlum D. hariç diğer çocuklarımı alarak Diyarbakır il merkezinde bulunan Bağlar ilçesindeki Sağlık Ocağı Çarşısı'na çocuklarımla gittim. Burada çocuklarıma elbise aldım. Çocuklar beğenene kadar burada kaldık. Saati hatırlamıyorum. Ama öğleden sonraydı. Sonra tekrar köye geldik. Yolda Çarıklı'nın karşısındaki polis noktasının karşısındaki istasyondan yakıt aldım. Nakit ödedim, fiş verilip verilmediğini hatırlamıyorum. Fiş verilmişse arabadadır. Sonra köye gelip, çocukları eve bıraktım. Evde durup, durmadığımı hatırlamıyorum."

'HİÇ SAATE BAKMADIM, BU OLAYLAR ÖĞLEDEN SONRA OLMUŞTU'

Salim Güran, ifadesinde, "H.G.'nin evinin kapısına geldim. Burada 5-10 dakika durduktan sonra tekrar sondajın oradaki tarlaya gittim. Oradayken elektrikçiler geldi. Yanıma gelip, 'Amcanın oğlu Mehmet Şerif Güran burada değil, bizimle gel, trafosuna gidelim' dediler. Bu şahıslarla telefonla konuşmadım. Doğrudan yanıma gelmişlerdi. Bu şahıslar, komşum olan amcamın oğlu Mehmet Şerif Güran'ı arıyordu. Onun tarlasında işleri olduğunu ve kendileri ile gitmemi söyleyince ben de kendileri ile Mehmet Şerif Güran'ın tarlasına gittim. Onların arabası ile tarlaya gittik. Orada araba ile bir yere kadar gittik, sonrasında yaya olarak pamuk tarlasından yürüyerek gittik. Pamuk tarlasında yolda yürürken Mehmet Şerif'i telefonla arayıp, 'Pamuğa kurt düşmüş', sonra tekrar arayıp, 'Pamukta sinek var' dedim. Kendisini tarlasındayken bu şekilde birkaç sefer arayıp, onunla konuştuk. Mehmet Şerif, benim amcamın oğludur. Bu şahıslar trafoya çıktılar. Elektrikçi olan H., bir ot topluyordu. Pişirip yenilen otları topluyordu. Bana, 'Bir uzun tahta lazım' dediler. Yine onlarla sondajın oraya dönüp, tahta ayarladık. Sonra onlar tahta ile döndüler. Tarlamda kaldım ve mısırın başına gittim. Hiç saate bakmadım. Bu olaylar öğleden sonra olmuştu. Tarlamın başına gelirken Mehmet Selim Atasoy'un iki kızını gördüm. 'Motosiklet ile kızları götürelim' dediler. Ben de 'Araba ile götüreyim' dedim. R.A. ve iki kız kardeşi, benim arabama bindiler. Onları köylerine götürdüm. Köyde kapılarına gittiğimizde anneleri, bize soğuk su verdi. Orada küçük bir kızları vardı. R.A. onu kucağında alıp, sevdi. Ben de kızı sevdim. Sonra ben ve R.A., tekrardan araba ile tarlaya döndük" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz