Diyarbakır Barosunda düzenlenen açıklamaya Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyeleri ile İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyeleri katıldı. Katılımcılar adına basın açıklamasını okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Hatice Demir, gebe, emziren ve loğusa dönemindeki kadınlara yönelik adli soruşturmaların gerekçe gösterilerek kadınların özgün koşullarına rağmen yapılan gözaltı ve tutuklamaların son dönemde sıkça yaşandığını kaydetti.
KADIN HAKLARI
Bu durumun kadınların gebelik, emzirme ve loğusa dönemlerinin ayrıca bir cezalandırma aracına dönüştürülmek istendiğini savunan Demir, “Kadınların günlük yaşamında yaşadığı bir takım sorunlara da değinmek isteriz. Kadınlar şort, tayt giydiği için, gece sokakta gezdiği için, hamileyken parkta spor yaptığı için toplu taşıma araçlarında seyahat ettiği için her gün ya erkeklerin ya da kolluk görevlilerinin saldırı tehdit ve saldırılarına maruz kalmaktadırlar. Pembe otobüs, trambüs, metrobüs uygulamasının getirilmek istenmesi kadınlara yönelik ayrımcı politikaların göstergesidir. Bu uygulama kadınları toplumdan ayrıştırmaya, kadınlara yönelik cinsel şiddeti meşrulaştırmaya sebebiyet verecektir.
ŞİDDET MEŞRULAŞTIRILDI
Adana’da bir apartman yöneticisinin aynı apartmanda çalışan görevlinin 15 yaşındaki kızını taciz etmesi sebebiyle aynı apartmanda ev hapsinde kalması yönünde adli kontrol kararı verilmesi yargının istismar davalarına bu kadar özensiz yaklaştığının sadece bir örneğidir. Kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü saldırı karşısında kadın ve çocukları savunmasız bırakan yargı pratikleri erkek devletin cezasızlık politikasını gözler önüne sermektedir. Bütün bunlar OHAL koşullarında yaşamanın kadınların hayatına ne denli vahim boyutlara vardığını göstermektedir. Kadınları ilgilendiren politikaların hayata geçirilmesi ile ilgili uluslararası belgeler ışığında hareket edilmesini ve kadın örgütlerin görüşünün alınmasını talep ediyoruz” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz