DİYARBAKIR-Anayasa Mahkemesi, cezaevinde çocuğu ve bebeğiyle kalan hükümlü kadının, "infazın ertelenmesi" talebinin reddedilmesinde aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine, başvurucuya 5 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Diyarbakır Cezaevinde 2 yaşındaki çocuğu ve bir bebeği ile kalan, nitelikli hırsızlık suçundan hükümlü kadın, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak bebeğinin bakımı ve ihtiyaçlarını karşılamak için infazın ertelenmesini talep etti.
İnfazın ertelenmesi istemini reddeden Başsavcılığın yazısında hükümlünün daha önce 0-6 yaş grubu çocuğunun bulunması nedeniyle tahliye edildiği, kesinleşen hapis cezaları yüzünden tekrar cezaevine gönderildiği, gebe olmasının ardından infazına ara verildiği hatırlatıldı. Başsavcılığın yazısında hakkında 21 yıl 65 ay 7 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunan hükümlünün, eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli hükümlülerden sayılması gerektiği ifade edildi.
Başsavcılığın kararına yönelik itirazların reddedilmesi üzerine hükümlü kadın, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmeden Yüksek Mahkeme, kadına 5 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
AYM kararını verdi
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16. maddesinde "gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ayı geçmemiş kadınların hapis cezalarının infazının erteleneceğine" yönelik hüküm bulunduğu hatırlatılan kararda, bu düzenlemenin kadını ve çocuğu korumaya ilişkin olduğu, çocuğun sağlıklı bir ortamda annesiyle buluşmasını sağlamayı amaçladığı belirtildi.
Başvurucunun çocuğu ve bebeğiyle cezaevinde birlikte kaldığı ifade edilen kararda, Başsavcılığın ceza miktarını ve daha önceki davranışları değerlendirerek hükümlünün tehlikeli hükümlülerden sayılması gerektiğini vurguladığına değinildi.
Kararda, nitelikli hırsızlıktan cezalandırılan başvurucunun neden tehlikeli hükümlü sayılması gerektiğinin gerekçesinin yeterince sunulmadığına işaret edildi.
Manevi tazminat kararı
Yüksek Mahkemenin kararında, şunlar kaydedildi:
"Kamusal makamlar tarafından koğuşun mevcudu ile kurumun fiziki yapısının çocukların gelişimi ve yaşamı için uygun olmadığı kabul edilmesine rağmen infaz erteleme talebi reddedilen başvurucunun çocuğu ile birlikte çocuğun yaşına ve gereksinimlerine uygun, sağlıklı bir ortamda kalmasının sağlanmadığı görülmüştür.
Bunun yanında mahpusun cezasıyla ilişkilendirilen kararlarda aile hakkına saygı hakkı bağlamında çocuğun yüksek yararının hesaba katılmadığı, mahpusun ceza infaz kurumunda tutulması ile çocuğun yüksek menfaatleri arasında bir dengeleme yapılmadığı gibi ceza infaz kurumunun koşullarından çocuğun en az düzeyde etkilenmesini sağlayacak uygun ortam sağlama ya da koşulları daha uygun bir kuruma nakil gibi tedbirlerin alınmadığı anlaşılmaktadır."
Kaynak: Diyarbakır Söz