Güneydoğu'da birçok anne, '14 Mayıs Anneler Günü'nden habersiz yine ekmek mücadelesi için koşturdu. Bazı anneler de, akan kanın-dökülen gözyaşının bir an önce dinmesi için, eylemde olurken, bazı anneler de, yoksulluğun gözü kör olsun, deyip çöp artıkları içerisinde, yiyecek aradı.
KIRSALDA ANNE OLMAK
Kırsalda yaşayan anneler için de, "Anneler günü o ne ki?" deyip, geçişirken onlar kırsalda ot biçer, koyun sağar, çocuk bakar. Yeri geldi mi, bir ırgat gibi, eşiyle birlikte tarlada çift sürer. Anneler, her sabah gün ağarmadan kalkıp eşinin ve çocuklarının kahvaltısını hazırlamayı, süt sağmayı, tarlanın yolunu tutup, akşama kadar kavurucu sıcakta çalışmayı, topladığı odunları sırtında taşımayı, ev işleri ve çocuklara bakmayı ‘kader’ sayıyor.
Sokağa çıkamayan ve şiddete maruz kalan bölgedeki kentlerde yaşayan kadınların durumu da kırsaldaki hemcinslerinden pek farklı değil. Güneydoğu'nun sosyo- kültürel ve geleneksel yapısı, kadının varlığını sadece anne olmak ve ev hanımlığı yapmakla sınırlandırıyor.
BÖLGEDEKİ EĞİTİM ORANI
Bölgede, eğitimden beklenti olmaması nedeniyle aileler kız çocuklarını okula göndermiyor veya ilköğretime devam ederken okulu bıraktırıyor. Aileler, 11-12 yaşından sonra namus kavramı çerçevesinde, eğitimden uzaklaştırdıkları kız çocuklarını, 14- 15 yaşından itibaren evlendirmeye başlıyor.
Kırsalda ayrıca lise ve dengi okullarda eğitim gören kız öğrenci sayısının, erkeklere göre düşük düzeyde kalmasının diğer nedeni ise ailelerin 11-12 yaşından sonra kız çocuklarını “namus kavramı” çerçevesinde taşımalı eğitim sistemiyle başka köy veya beldeye göndermemesi olarak dikkat çekiyor.
OKULA GİDEMEYİNCE
Okula gidemeyip yeterli eğitim alamayan ve okuma yazma bile bilmeyen bölgedeki kırsal yerleşim birimlerinde yaşayan kadınların tamamına yakını, ilk gün ışığıyla birlikte koyunların otlatılması, hayvanların sağılması gibi işleri bitirdikten sonra sırtında çocuğu ile aileye yemek hazırlayıp evi temizliyor.
Kadının aile içindeki geleneksel rolünü başarıyla uygulayan kadınların görevi daha sonra eşlerine tarım işlerinde yardım etmekle devam ediyor. Kadınlar, ellerindeki oraklarla ot biçiyor, küreklerle tarlaya su tutuyor, çuvallara toplanan pamukları sırtlarında taşıyarak, kamyonlara yüklüyor ve evin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.
Bulundukları yerlerde iş bulamayan aileler Ege’de pamuk, Karadeniz’de de fındık toplamaya gidip yaklaşık 6 ay çadırlarda kalarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Dün bölgeden "anneler günüyle" ilgili çekilen resimler..
Kaynak: Diyarbakır Söz