Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Serçeler Köyü Sarı Hüseyin mezrasında 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan arazi anlaşmazlığı çatışmasıyla ilgili soruşturma çok yönlü sürdürülürken, bundan tam 10 yıl önce de yine Bismil’de arazi anlaşmazlığı nedeniyle 8 kişi hayatını kaybetmişti. Serçeler köyünde yaşanan benzer olay, hiç ders çıkarılmamış sözünü hatırlatırken, Üstün ailesinin katedildiği dava, Denizli Ağır ceza Mahkemesine nakledilmişti.
27 Temmuz 2013 günü Bismil'in Başköy ve Karatepe köylerinde Üstün ve Ek aileleri arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle silahlı çatışma çıktı. Olayda İskân Üstün ile oğlu Yümnü Ömer Üstün, Mustafa Üstün ile oğlu Mehmet Üstün, Muzaffer Üstün ile oğlu Ahmet Berat Üstün ve kardeş oldukları belirtilen Faruk Üstün ile Fuat Vecdi Üstün öldü.
Olay sırasında aynı zamanda yaralanan sanıklar Mübarek, Tevfik, Nofel, Bereket ve Hayrettin Ek tutuklandı. 5'i tutuklu 9 sanık hakkında Diyarbakır Başsavcılığı’nca, ‘Kan gütme saikiyle kasten tasarlayarak birden fazla kişiyi öldürmek’ suçundan 8'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Otopsi raporlarına göre ölen 8 kişinin vücutlarından 74 mermi çekirdeği çıkarıldı. Ölenlerin yakın mesafeden bitişik atışla hayatlarını kaybettikleri belirtilirken, sanıkların evlerinde 5 adet kalaşnikof, 6 otomatik tüfek, 13 şarjör, 467 fişek ve 3 tabanca ele geçirildi.
DAVA DENİZLİ’YE ALINDI
Ölü sayısının fazla olması nedeniyle davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir ilde görülmesi için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nden talepte bulunuldu. Dava daha sonra uyuşmazlık dosyalarına bakmakla görevli ve yetkili kılınan Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararıyla güvenlik gerekçesiyle Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı.
SAVCILIK HUKUKİ İHTİLAF DEMİŞTİ
İddianameye göre Üstün ailesi, 5 bin 400 dönümlük arazilerini işgal ettikleri gerekçesiyle Ek ailesinden şikâyetçi olunca husumet başladı. Şikâyetin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı Bismil ilçe Jandarma Komutanlığı’na yazı yazarak kadastro ekipleriyle birlikte tespit yapılmasını istedi.
İncelemelerin ardından savcılığın ihtilafın hukuki mahiyette olduğu ve hukuk mahkemeleri yoluyla ortaklığın giderilmesi için dava açılabileceğini belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiği bilgisi de iddianamede yer aldı.
KATLİAMDAN İKİ SAAT ÖNCE
Çatışmada ölen Fuat Vecdi Üstün'ün eşi Sara Üstün mahkemedeki ifadesinde, “Traktörlerin araziyi sürmeye geldiğini gördük. Traktörleri Ek ailesi sürüyordu. Erkekler namaz kılıp, konuşmak için araziye gitti. Bir süre sonra Faruk eşimi arayarak, ‘Hazırlıklı gelmişler, siz de gelin' dedi. Eşim ve diğer erkekler tarlaya gitti. 5 dakika sonra silah sesleri geldi ve altı dakika sürdü. Olay yerine giden çalışan işçimiz herkesin öldürüldüğünü söyledi. Tarlaya gittiğimde ailemizin erkeklerinin cesetleriyle karşılaştım. Böyle vahşet görülmedi” dedi.
İddianamede katledilen Üstün ailesinin, olaydan önce saldırganlar hakkında şikayetçi oldukları, ancak işlem yapılmadığı bilgisi de yer aldı. Baz istasyonu kayıtlarına göre sanıklardan Tevfik Ek'in olaydan yaklaşık iki saat önce Bismil'deki Kamışlı Jandarma Karakol Komutanı Hasan Savaş'ı telefonla aradığı ve görüşmenin 55 saniye sürdüğü iddianameye yansıdı.
Saldırıda 3 kardeşi ve 5 yeğeni öldürülen Muharrem Üstün'de ifadesinde, “Ek ailesi her sürüm döneminde bizim arazilerimize girerek tecavüz ettiler. Kardeşim bunun için şikâyetçi oldu. Keşif yapıldığı sırada kardeşime saldırdılar. Olaydan 20 gün önce bölgede sözü geçen kişileri görüşmek üzere Ek ailesine gönderdik. Ancak bir sonuç alamadık. Olaydan bir gün önce kardeşim Mustafa arayarak Ek ailesinin yine arazilere tecavüz ettiğini söyledi” dedi.
10 yıl sonra aynı ilçede aynı gerekçeyle ve aynı biçimde yaşanan katliam 2013'teki Bismil arazi katliamı davasını hatırlattı. Üstün ailesi hukuk mücadelesi başlatarak adalet yürüyüşleri, oturma eylemleriyle seslerini kamuoyuna duyurmaya çalışmıştı.
Kaynak: Diyarbakır Söz