Diyarbakır Tabip Odası, “Temmuz-Ağustos Kovid-19” raporunu internet üzerinden gerçekleştirdiği toplantıyla açıkladı. Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ve gazeteciler toplantıya katıldı.
KENTTEKİ SON DURUM
Raporu okuyan Turan, salgının birinci dalgasının bastırılmadığını ve “yıkıcı etkinin” halen sürdüğünü belirtti. Salgın sürecinin başından beri şeffaf davranılmadığı eleştirisinde bulunan Turan, 1 Haziran “normalleşme” süreci sonrası kentteki vakaların arttığına dikkati çekti. Turan, hastanelerden aldıkları bilgilere göre Diyarbakır’da bazı günler 650-700, ortalama 400-450 hastanın salgına yakalandığını paylaştı. 700’ün üzerinde hastanın hastanelerin kliniklerinde, 135’in üzerinde hastanın ise yoğun bakım ünitelerinde tedavi altında olduğunu aktaran Turan, süreç boyunca kentteki 600’e yakın sağlık çalışanına salgın tanısı konduğunu belirtti.
EKONOMİNİN ÖNCELENMESİ
“Tozpembe” bir görüntünün çizilmesinden kaynaklı hasta sayısında artışa neden olduğunu ifade eden Turan, “Halkın ekonomik kaygılarını gidermeden ‘evde kal’ çağrıları yapılmış, artan vaka sayılarının sebebi olarak her fırsatta halkın tedbirsizliği gösterilmiştir. Hükümetin salgının yayılmasını engellemektense ekonomiyi öncelemesi salgının bütün yükünü sağlık emekçilerinin omuzuna yüklemiştir. Sağlıkçının sağlığı ve tükenmişliği umursanmamış, suni kahramanlık hikâyeleri, görev-cephe kutsallaştırmalarıyla geçiştirilmiştir” diye konuştu.
Turan, hasta sevklerinin ciddi bir sorun haline geldiğini ve Aile Sağlık Merkezleri’nde (ASM) görev yapan sağlıkçılara koruyucu ekipman dağıtımının durduğunu paylaştı.
İŞÇİLERİN SAĞLIĞI
Fabrika ve atölyelerde maske ve koruyucu ekipmanların çalışanlar tarafından temin edildiğini kaydeden Turan, “Kovid pozitif işçi sayılarının artması denetime yönelik bir çabaya sebep olmamış; aksine, semptomsuz temaslılara test yapılmayarak ekonomik gerekçelerle salgının yayılmasına göz yumulmuştur. Kovid testi pozitif gelen personellere temaslıların isimlerinin verilmemesi konusunda yapılan işveren baskısı olağanlaşmıştır” dedi. Turan, fabrikalardaki filyasyon çalışmalarının telefon üzerinden yapılmaya çalışılması, pozitif vaka sayısının fazla olduğu fabrikalarda vardiyalı-mesafeli çalışma, gereklilik halinde üretime ara verilmesi konusunda il sağlık müdürlüğünün önlem almaktan kaçınması gibi nedenlerin işçilerin sağlığını tehlikeye attığına dikkati çekti.
TEDAVİDE AKSAKLIKLAR
Özel hastanelerde teste ulaşım probleminin devam ettiğini dile getiren Turan, “Şehrimizdeki bazı özel hastaneler Kovid pozitif hasta kabul etmemektedir. Mevcut durumda pandemi hastanesi olarak kabul edilen merkezlerde yer kalmadığı, yatırılarak takip edilmesi gereken hastaların evlerine gönderilerek tedavi edilmeye çalışıldığı tespitlerimiz arasındadır. Ayrıca Kovid dışı hastaların takibi ve tedavisi konusunda ciddi aksaklıklar olmaktadır. Pandemiye karşı bütünlüklü bir yaklaşım ile mücadele edilmeli, kamu hastaneleri ve Dicle Üniversitesi hastanelerinin olanakları uygun biçimde kullanılmalıdır” önerilerinde bulundu.
‘SORUMLULUK’ ÇAĞRISI
Tedbirlerden vazgeçilmesinden kaynaklı vakaların hızla arttığına dikkati çeken Turan, şöyle devam etti: “Salgın ile mücadele toplumun ve bireylerin sorumluluğunu aşan bir kamusal irade ve duyarlılık gerektirir. Kentte kamu/özel yatak kapasitesi vaka sayılarımıza uyumlu olarak organize edilmelidir. Olağan sağlık hizmetleri, acil ve öncelikli olanlar dışında ‘hassasiyetle’ yönetilmelidir. Salgın tehlikesi devam ederken bir kez daha hükümeti ve Diyarbakır’daki yetkilileri halk sağlığını önemsemeye, sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.”
ÖNERİLER
Turan, sorunlara karşı önerilerini ise şöyle sıraladı:
“*KHK’lilerin durumunun görüşüldüğü OHAL komisyonları, pandemi bahanesiyle çok az sayıda dosya görüşmektedir. Pandemi öncesi ayda 4000 dosya görüşülürken, tüm pandemi boyunca 3000 civarında dosya sonuçlandırılmıştır. İlimizde KHK ile ihraç edilen 137 sağlık emekçisi bulunmaktadır. Sağlık emekçilerinin geri alımları ile ilgili çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır.
*Tüm sağlık çalışanlarına ayrım gözetmeksizin periyodik olarak test yapılmalıdır.
*Testlerin hastaneler dışındaki yerlerde de uygulanmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır.
*Olası salgın artışı için Kovid-19 klinikleri ve yoğun bakım üniteleri arttırılmalıdır.
*İşyeri güvenliğine yönelik önlemler arttırılmalı, denetimler sıklaştırılmalıdır.
*ASM çalışanları tükenmişlikle karşı karşıyadır. İş yüklerini insani sınırlara çekecek düzenlemelere gidilmelidir.
*Mesleklerini yaparken yakalandıkları ve ölümle sonuçlanabilen Kovid-19 hastalığı sağlık çalışanları açısından meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
*Kovid-19 hastalığına yakalanan sağlık çalışanlarının işe dönüş kriterleri hastalığın şiddeti, ortaya çıkan sekel ve viral yük dikkate alınarak, uluslararası klavuzlara uygun olarak belirlenmelidir.”
BAKAN KOCA’NIN DEĞERLENDİRMESİ
Turan, sıraladığı önerilerin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kente yaptığı ziyarette sırasında vaka sayalarında azalma meydana geldiğine dair açıklamalarına değindi. Turan, sahadaki gözlemlerine bakıldığında bu değerlendirmenin yapılamayacağını söyleyerek, son iki 2 hafta içerisinde 114 sağlık çalışanının enfekte olduğu bilgisini paylaştı.
‘HASTA SAYISI 10 KAT DAHA FAZLA’
TTB Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya ise, pandemi sürecinin kötü yönetildiği kentlerin başında Diyarbakır geldiğini söyledi. Türkiye genelinde rakamların gizlendiğini ve başarı algısı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Yerlikaya, “TTB olarak Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilerin en az 10 katı kadar hasta sayısı, en az 3 katı kadar da vefat sayısı olduğunu düşünüyoruz. Bakanlık doğruları söylemiyor” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz