DİYARBAKIR-17-23 Ekim Mevlid-i Nebi Haftası olması münasebetiyle Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen program Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşleyen'in katılımıyla gerçekleşti.
Diyarbakır dini Yüksek İhtisas merkezi Müdürü Fatih Çakmataş'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, hazırlanan sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Açılış konuşmasını yapan Diyarbakır İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliklerinden birçok kimsenin manevi yönden istifade ettiği belirterek faydalarını gördüklerini ifade etti.
Bu yıl "Peygamberimiz ve Vefa Toplumu" temasının seçilmesindeki ana gayeye değinen Karabayır, Hudeybiye anlaşmasını hatırlatarak o zaman yapılan anlaşma doğrultusunda sahabenin peygamber Efendimiz'e olan sadakatini örnek verdi.
"Allah'a ve Resul'üne vefasını göstermiştir"
Karabayır, "Hudeybiye anlaşmasında olduğu gibi şartlar belki Müslümanların aleyhinde görünebilir. Nitekim şu anda da garip Müslümanların hali aleyhte görülebilir ama mü'minin vazifesi ahdine vefa göstermektir, sadakattir. Diyarbakır, İslam'la ilk tanıştığı günden beri Allah'a ve Resul'üne vermiş olduğu sözde vefasını göstermiş, kıyamete kadar da gösterecektir Allah'ın izniyle." dedi.
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu
Katılımcılara yönelik selamlama konuşması yapan Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, mü'minin ahdine vefalı olmasını belirterek "Herşeyden önce bizi kul olarak yaratan ve nimetlerle donatan rabbimize, Allah'ın dinini bize tebliğ eden Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi vesellem'e, bu şehri 1382 yıl önce Mekke ve Medine'den kalkıp fethederek İslam yurdu yapan sahabe-i kirama karşı vefalı olmalıyız." ifadelerini kullandı.
Günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşleyen ise Allah'ın sözüne sadakat göstermenin karşısında vefasızlığa değinerek "İnsanlardan Allah'a inandığını söyleyenler, 'iman ettik ve bizde sizinle beraberiz' diyenlerle bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarında insanlardan gördükleri eziyeti, Allah'ın azabı gibi sayanlar vefasızlık gösterenlerdir." diye belirtti.
"Gençlere karşı vefamız onları buluşturmak"
İnsanoğlunun her daim imtihan içerisinde olduğuna vurgu yapan İşleyen, "Diyarbakır'da yaşayan Müslümanların imtihanı, Ankara'da yaşayan Müslümanların imtihanından biraz farklılık gösterebilir. Kanaatimce en büyük imtihan abdestsiz girilmeyen şehirde, abdestsiz dolaşmamak ve abdestsiz dolaşan nesiller yetiştirmemektir. Gençlere karşı vefamız; onları Allah'ın emri, Kur'an'ının güzellikleri ve Peygamber Efendimiz'in güzellikleriyle buluşturmamızla mümkündür. Çünkü iman yoksa hayatın, ihtişamın, genişlenmenin, tekliğin ve dünyanın bir anlamı yoktur. Peygamber Efendimize mevlidlerle, şiirlerde 'Gül yüzünü rüyalarımızda görelim Ya Resulullah' demek yetmiyor. Onun ahlakını ahlak edinmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Vefayı samimiyet, adil olmak, emanet bilincine riayet etmek, anne babaya karşı iyi bir evlat ve aynı zamanda evladını yetiştiren iyi anne ve baba olmak olarak tanımlayan İşleyen; vefanın canlı ve cansıza şefkat göstermek, Peygamber Efendimiz'in "Elinizin altında çalıştırdığınız köleleriniz, işçileriniz ve Allah'ın emaneti olarak aldığınız kadınlar hakkında Allah'tan korkun" çağrısına uyarak kişinin eşine güzel davranması olduğunu söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz