PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen 189 aile, eylemlerinin 504'üncü gününde evlat nöbetini sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle Diyarbakır'da kaldıkları otelde sürdürdü. Diyarbakır'da 2 yıl önce, 23 yaşında kandırılarak dağa kaçırıldığını iddia ettiği üniversite öğrencisi oğlu Özgür için Siirt'ten gelip, eylemini sürdüren Latife Ödümlü, oğluna seslenerek, "Sen böyle bir insan değildin. Beni eğer televizyonda ya da internette görüyorsan gel. Benim canım yanıyor. Sen gelmezsen ben buradan gitmiyorum. Eğer gelmezsen hakkımı helal etmiyorum" dedi.
İŞ BULUYORUM DİYE KANDIRDILAR
HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan aileler, İçişleri Bakanlığı tarafından uygulanan 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle eylemlerine bu süre zarfında HDP önünde değil, kaldıkları otelde sürdürmeye devam ediyor. Kısıtlamada HDP il binası önüne gidemediklerini, bulundukları otelde eylemlerini sürdürdüklerini ifade eden baba Şevket Bingöl, 2014'te Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay (19) için evlat nöbeti sürdürürken, oğlundan gelecek bir haber bekliyor. Bingöl, "502 gündür biz burada bulunan aileler HDP ve PKK'dan çocuklarımızı istiyoruz. Çadıra gidemedik çünkü hastalık var ve kısıtlama olduğundan dolayı gidemedik ama biz burada eylemimize devam ediyoruz. Biz çocuklarımızı HDP'den istiyoruz ve sonuna kadar çocuklarımızı almadan buradan gitmeyeceğiz. Oğlum Tuncay da beni görüyor ve duyuyor ise kaçıp gelsin teslim olsun güvenlik güçlerine" şeklinde konuştu.
'GELMEZSEN, HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'
Dicle Üniversitesi Kimya Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi oğlu Özgür'ün, 2 yıl önce kandırılarak, PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia eden Latife Ödümlü, oğluna teslim olması yönünde çağrıda bulunarak şunları söyledi:
"Ben buradan kalkmıyorum. Oğlum gelmeden bir yere gitmiyorum. Gitmediğim yer kalmadı. Her tarafı gezdim, dolaştım. Oğlum, seni her tarafta arıyorum. Sen böyle bir insan değildin. Beni eğer televizyonda, internette görüyorsan, benim canım yanıyor, evde de oturamıyorum. Sen gelmezsen ben buradan gitmiyorum. Ben seni çok seviyorum. Seni çok özledim. Ben hiçbir şey istemiyorum. Mal mülk istemiyorum sadece oğlumu istiyorum. Kaç kişi geldi, teslim oldu. Kimse ceza almıyor, serbestçe dolaşıyor. Sen neredesin? Bir telefon aç. Yaşıyor musun yaşamıyor musun? Onu da bilmiyorum. Kaç defa Irak'a, İran'a gittim. Eğer sesimi duyuyorsan gel. Eğer gelmezsen hakkımı helal etmiyorum."
'BABAN, ZİLAN'I GETİRMEDEN GELME DİYOR'
2010 yılında Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 13 yaşındayken kaçırılan kızı Zilan için eylemini sürdüren Necmiye Aybar da, kızını bulmak için birçok yere gittiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Irak'ta her yeri gezdim. Kızım nerede bilmiyorum. Neredeysen gel. Biz hastayız. Baban da hasta. Her yere baktım, her yeri gezdim. Onca yıldır hiçbir ay evde durmadım. Senden rica ediyorum gel kızım. Bizim hayatımız senin elinde. Gel, dön artık. Perişan olduk. Evimizde kimse yok. Benim kapım her zaman sana açık. Baban her gün senden bahsediyor. Bana 'Zilan'ı getirmeden gelme' diyor. Ben gitmeyeceğim. Ben bu hasta halimle Zilan gelene kadar burada kalıyorum. Zilan gelmedikçe, ben de o kadar eziyet çekiyorum."
Kaynak: Diyarbakır Söz