DİYARBAKIR - Diyarbakır’ın Sur ilçesinde evde annelik görevini yerine getiren kadınlar, katıldıkları gümüşçülük kursunda kuyumculara taş çıkartan birer telkari ustası olduklarını gösterdi. Ürettikleri ürünleri Türkiye çapında sergilere gönderen kadınlar elde ettikleri gelirle aile ekonomisine katkıda bulunuyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Ziya Gökalp Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM) bünyesinde açılan gümüşçülük kursuna katılan kadınlar, aldıkları eğitim sonrası ürettikleri telkari ürünlerle kuyumculara taş çıkartıyor. 65 yaşında kursiyeri bulunan kursta kadınlar, telkarinin en ince işçiliğine kadar eğitimini alıyor. Daha sonra uygulama aşamasına geçen kadın kursiyerler, tel halinde olan gümüşü önce eritiyor, sonra kaynak yapıyor daha sonra ise birer eşsiz takıya dönüştürüyor. Kursa katılan kadınlar kendilerine sunulan imkanın çok güzel olduğunu ve bir şeyler üretmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
“Hepsi birer usta öğretici konumunda”
Bir kursiyer olarak bu işe başladığını ve daha sonra usta öğretici konumuna geldiğini belirten kursun eğitmeni Seniha Gözen, “Bayanların evde oturup zaman geçireceklerine hem bir sosyal ortam oluşması hem mesleki alanda hem çevre olarak kendi ayakları üzerinde durmaları için hedefler ortaya koydum. Sadece bu meslek erkeklere yönelik değil, bayanların elleri daha narin, daha güzel, daha hayal güçlerini kullanabiliyor. Takı zaten bayana yöneliktir. O yüzden bu sınıfı açtırdım, arkadaşlar da geldiler. Şimdi hepsi birer hoca durumuna gelmişler ve yapabilecek kapasiteye de sahiptirler. Çok güzel hayal güçlerini kullanıyorlar ve takıları ortaya çıkarıyorlar. Buna telkari deniliyor. Telkarinin çeşitleri var ama Diyarbakır yöresinde buna kişniş işi diyorlar. Bütün gördüğünüz malzemeler bir kuyumcuda var olan malzemeler bizim kursumuzda da var. Kuyumcular öğretiyor ama benim öğrencilerim de kuyumcuda çalışan eleman ile eşdeğerdir. Aynı ürünü daha düzgün çıkarıyorlar buna eminim” dedi.
65’inden sonra kursiyer oldu
Eşi tarafından kurslara gitmesine izin verilmediğini ama sonunda kendi çabasıyla okuma yazmayı da söktüğünü belirten 5 çocuk annesi 65 yaşındaki Yıldız Çelik ise, “Kurslara biraz geç geldim hocam beni biraz idare etti ama okulu da çok sevdim. Okul okuyunca dünyalar benim oldu. Okumak bu kadar mı güzelmiş? Buraya gelince çok mutlu oldum. Çok dertlerim vardı. Yazsam kitaplar dolar” diye konuştu.
“Biz bu mesleğin ölmesini istemiyoruz, bu meslek kadınlarla daha da güzelleşiyor”
Kursa katılan 2 çocuk annesi 29 yaşındaki Asiye Esin ise kadınların istediği takdirde her işin üstesinden gelebileceğini vurguladı. Esin, “Kadınlar güçlüdür, her alanda başarılı olabilirler. Bu da bunun büyük bir kanıtıdır. Yüzyıllardır kuyumculuk sektöründe sadece erkekler çalışır diye biliniyor ama kadınların dokunduğu her şey biraz daha güzelleşir. Güzel olan her şeye biraz daha güzellik katılır. Biz de burada en büyük örneğiz. Bizim şu anda yaptığımız her şey bizim burada yaptığımız ürünlerin kuyumculuk sektöründeki ile aynı sadece metal farkı var. Biz gümüş üzerinde eğitim alıyoruz ama isteyen arkadaşlarımız kuyumculukta da çalışabilir. Buradaki birçok arkadaşımız da istediği şekilde herhangi bir kuyumcu atölyesinde çalışabilir. Aldığımız belgelerle kendi atölyemizi de açabiliriz. Biz bu mesleğin ölmesini istemiyoruz. Bu meslek kadınlarla daha da güzelleşiyor, güzelleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kendim bir şeyler yapabiliyorum bu bana güven veriyor”
Kursiyerlerden 3 çocuk annesi Dilber Bingöl ise şunları kaydetti:
“Ben evde sıkılmamak adına geçen sene ve ondan önceki sene hasır kursuna gittim. Geçen seneden beri de gümüşçülük kursuna katılıyorum. Kadınların başaramayacağı hiçbir şey yoktur yeter ki istesin. Kendim bir şeyler yapabiliyorum bu bana bir güven veriyor.”
Kaynak: Diyarbakır Söz