DİYARBAKIR-Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde aralarında köy korucularının da bulunduğu 6 kişinin tecavüzüne, biri dönemin Eğil İlçe Jandarma Merkez Karakol Komutanı 2 kişinin de tacizine uğrayan ve tecavüz sonucu hamile kalıp doğum yapan Z.M., babası kendisine sahip çıktığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Z.M., "Öğretmen olmak istiyordum. Bana tecavüz edenler hayallerimi yıktılar. Onlarla aynı köyde kalmak canımı incitiyor, şimdi tek isteğim evlenip bu köyden gitmek. Artık öğretmen de olmak istemiyorum. Yalnızca bu cehennemden kurtulmak istiyorum. Devlet bana yapılanların hesabını sorsun" dedi.
"TECAVÜZCÜ KOMŞUNUN SESİNİ BİLE DUYUNCA SİNİR KRİZİ GEÇİRİYORUM"
Zanlılarla aynı köyde yaşamak zorunda kalan Z.M., "Tecavüzcülerden biri komşumuz, bazen sesi bile bana geldiğinde sinir krizleri geçiriyorum. Her gün aynı kabusla yaşıyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Dışarı bile çıkamıyorum. Onları görürüm diye çok korkuyorum. Onlar böyle rahat gezerken ben acı çekiyorum. Tüm hayallerimi yıktılar. Okumama izin vermediler. Devlet beni bu hale getirenlerden hesap sorsun" dedi.
"BENİ ORTADAN KALDIRMAK İSTEDİLER, BABAM YURTTAN ALDI"
Babasının kendisine sahip çıkmasından mutlu olduğunu belirten Z.M., "Babam çok iyi biri, beni sahiplendi. Hayalimde öğretmen olmak vardı. Öğretmen olsaydım, çocukları bu tür konularda bilinçlendirirdim. Engel oldular, artık okumak istemiyorum, evlenip bu cehennemden gitmek istiyorum. Onları her gün görmek acı veriyor. Olaydan bir yıl sonra Diyarbakır'da görücü usulü ile biriyle evlendim. Ama başımdan geçen olayı duyunca ayrıldı. Bunu da onlar söylemiştir. Tecavüzcülerden F.B. birkaç ay öncesine kadar beni yine tehdit ediyordu, para teklif ediyordu. Beni ortadan kaldırmak istediler ama babam beni yurttan zamanında aldı" dedi.
"KIZIMIN KANATLARINI KIRDILAR, UÇAMIYOR"
Baba N.M. ise, tecavüz olayından sonra kızının bir yıl yurtta kaldığını ve psikolojisinin bozulduğunu belirterek, "Korucular kızımı öldürmek istedi. Kandırıp yurttan çıkartacaklardı. Birkaç defa yurttan çıkartmak istediler. Neredeyse öldürecektiler. Bunları duyunca kızımı yurttan alıp eve getirdim. Karakol komutanı ve korucular kızımın kanatlarını kırdılar. Artık uçamıyor, onu yarım bıraktılar. Devlet sahip çıksın. Yetkililer hakkımızı alsın. Bunlar bizi mağdur etti. Kimsenin yüzüne bakamıyoruz, bizim suçumuz ne? Bunlar cezayı almazsa yarın başkasına yine aynı şeyi yaparlar. Devlete sığınıyoruz, devletten hakkımızı istiyoruz. Zanlıların tutuklanmamasını istiyoruz" dedi.
"ÖLDÜRMEKLE BİR YERE VARILMAZ"
Törenin bir faydasının olmadığını belirten N.M., özellikle bölge halkına çağrıda bulunarak "Tüm aileler kızlarına sahip çıksınlar. Özellikle okullara giden kızlarıyla ilgilensinler. Bu tür olaylar tabi ki kimsenin başına gelmesin, ama gelirse de töre çare değildir. Töre varsa o insanların ölmesi lazım. Ben kızıma kıyamam, o benim bir parçam. Onu sokağa atamam, öldüremem. Öldürmekle bir yere varılmaz. Kızımın hiçbir suçu yok, onların hepsi evli ve 30-35 yaşlarında insanlar. Çoğu akrabam olan korucular bana hainlik yaptılar. Bunlarda şeref olsaydı böyle bir şey yapmazdı. Küçücük çocuğun hayalleriyle oynadılar. Bu olay yüzünden kızım okulu bıraktı, ben koruculuktan istifa ettim. Köy koruculuğuna geri dönmek istiyorum. Diğer köy korucuları silahlarını alırken, benim silahımı vermediler. Beni silahsız nöbete gönderdiler ben de gitmedim" dedi.
Tecavüzle suçlanan H.M., F.B., F.M., M.T., H.M. ve İ.M. hakkında 15 yıldan az olmamak üzere, dönemin merkez karakol komutanı M.Y. ile A.M. hakkında 2 yıl hapis istemiyle açılan dava önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz