Kaynak: Diyarbakır Söz
Diyarbakırlı şehidin gazi torunundan birlik çağrısı
Diyarbakır'dan 100 yıl önce vatan savunması için gittiği Çanakkale'den bir daha geri dönmeyen Mehmet'in, 20 yıl önce vatani görevini yaparken girdiği çatışmada yaralanan gazi torunu Can, birlik çağrısı yaptı
Çanakkale'de şehit düşen Diyarbakırlı Ali oğlu Mehmet'in, Güneydoğu'da gazi olan torunu Reşit Can, Çanakkale Zaferi'nin 100. yılında anlamlı bir çağrıda bulundu.
Aynı zamanda Türkiye Harp Malülü ve Gaziler, Şehit Dul ve Yetimler Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı olan Can, Çanakkale Savaşı'na Hani ilçesinden aralarında dedesinin de bulunduğu 40'a yakın kişinin gittiğini hatırlattı.
"Ne mutlu ki o dedelerin torunlarıyız. Bizim köyden 40 amca çocuğu gitti hiçbiri geri gelmedi. Bunların hepsi evli ve çocuk sahibiydi" diyen Can, "Bağdat, Suriye, Diyarbakır ve Türkiye'nin her tarafından gidenler birlikte savaştı ve şehit düştü" ifadesini kullandı.
O dönemde savaşa gidenler kadar geride kalanların da büyük zorluk çektiğini anlatan Can, "Ninelerimiz çocuklarını beslemek için dağlarda ot toplayıp kaynatarak yediriyormuş" dedi.
Çanakkale Savaşı'nda Kürt, Türk, Çerkez, Laz, Arap, Sünni ayrımı yapılmadığını kaydeden Can, şöyle konuştu:
"Hepsi Çanakkale'de koyun koyuna yatıyor. Hasan oğlu Maho Diyarbakırlı 57. Piyade Alayı'nda yatıyor. Bu ayrım düne kadar yoktu da bugün bize ne oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi inşallah hep birlikte birlik ve bütünlük içerisinde ayrım olmaksızın bu ülkeyi nice yüzyıllara beraber götürürüz."
- Şehit dedenin gazi torunu
Can, 20 yıl önce Güneydoğu'da vatani görevini yaparken, girdikleri bir çatışmada yaralandığını belirterek, şehitlik ve gazilik mertebelerinin dedesinden kendilerine geçtiğini anlattı.
Can, şöyle devam etti:
"Bu mertebeler babadan oğula geçmiyor ama bizimki geçti, ne mutlu. Ben 1994 yılında dilekçe vererek gönüllü vatani görevimi yapmaya gittim. Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Tekeli köyüne gittik. Kuzey Irak ve İran üçgeninde Eylül 1995'te operasyon dönüşü tuzağa düştük, yaralandım. Gazi oldum, ulusumuz da bizi bu unvana layik gördü. Biz de şan ve şerefle bunu taşımaya devam edeceğiz. Bizden sonra gelen çocuklarımıza madalyamızı ve gazilik rozetimizi hediye edeceğiz. Çocuklarımız bilsin ki dedeleri Çanakkale'de, babaları da Güneydoğu'da bedel vermiştir"