Diyarbakırlı 40 yıllık çiftçi Ramazan Büyükkkılıç (62), geçmişte modern makinelerin hareket edemediği engebeli arazilerin sürülmesinde kullanılan kara sabandan vazgeçemiyor. Büyükkkılıç, keyif için geleneksel yöntemi Memo isimli atıyla sürdürüyor. Kayapınar ilçesi Talaytepe Mahallesi’nde Diyarbakır Stadyumu'nun yanında bulunan tarlasında geleneksel yöntemi sürdüren Büyükkılıç, meraklıların da ilgisini çekiyor. Yakıt fiyatlarından da yakınan çiftçi, sabanla yaptığı işten keyif aldığını dile getirdi.
“BÖLGEDE BENDEN BAŞKA ATLA SÜREN HİÇ KİMSE YOK”
Sürdürdüğü tarlayı 20-30 senedir işlettiğini aktaran Büyükkılıç, dedelerinden kalma çiftçiliğe devam ettiğini kaydetti. Tarlada kavun ve karpuz ektiğini ifade eden Büyükkılıç, “Bereket gitgide eksiliyor. Eskiden daha da tadı vardı. Eskiden saban vardı, şimdi kimse pek kullanmıyor. Ben devam ediyorum. Çift olduğu zaman bu zararlı otlar ölüyor, ilaç atmaya gerek yok. Kavun, karpuz ektik. Geçimimizi bu şekilde sağlıyoruz. Bölgede benden başka atla süren hiç kimse yok. Sürenler olabilir, ben görmedim. Ben yapıyorum. Eski aletimdir. Atı da seviyorum, her zaman da evde vardır” dedi.
“ADAM PARAYLA FAYTONA BİNİYOR SEVİNİYOR, BEN DE BUNUNLA SEVİNİYORUM”
Günde 2-3 dönüm sürdüğünü belirten Büyükkılıç, “Bunu 10-15 gün süreceğim. Benim için de biraz zevk oluyor. Keyfi güzel, hava güzel. Eskiden dedelerimiz öküzle sürüyorlardı. Şimdi patos çıkmış, biçer çıkmış. Biz de eskiye dönmeye çalışıyoruz. Adam parayla faytona biniyor seviniyor, ben de bununla seviniyorum. Hem maliyet az hem de zevk olarak yapıyorum. Turistte buradan geçerken gelip benimle fotoğraf çekiyor. Herkes beni paylaşıyor bu atla. Bunlar eski tarih, harika. Herkes buradan geçerken selam veriyor. Bilmiyorum bana mı selam veriyor, atıma mı? İnsanlar buradan geçerken onlar için değişik geliyor. 'Dayı bir fotoğraf çekebilir miyiz?' diyorlar. Diyorum çekin. Herkes bu tarlanın içinde ben ve atla fotoğraf çekiyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz