Ramazan ayının son Cuma gününün "Dünya Kudüs Günü" olması münasebetiyle Peygamber Sevdalıları Vakfı ile Özgür Kudüs Platformu tarafından Diyarbakır'da düzenlenen basın açıklamasında 6 aydır devam eden soykırım karşısında devletlerin sessizliğine dikkat çekildi.
7 Ekim sabahıyla beraber işgal rejiminin Gazze'ye yönelik başlattığı soykırımı gündemde tutma ve azılı siyonistlere karşı yaklaşık 6 aydır mücadelelerini sürdüren mücahitlere destek amaçlı her hafta programlar gerçekleştiren Peygamber Sevdalıları Vakfı, Ramazan ayının son Cuma gününün Dünya Kudüs Günü olması münasebetiyle Özgür Kudüs Platformu'yla birlikte Diyarbakır'da kitlesel basın açıklaması düzenledi.
Merkez Yenişehir ilçesi AZC Plaza önünde düzenlenen basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Cemil Cahit Ünsal okudu.
Konuşmasına Peygamber Efendimize salat ve selam ile başlayan Ünsal, "Bugün Dünya Kudüs Günü… Bugün günlerden Kudüs! Ümmet evlatlarının elleri Kudüs ve Gazze için duada… Yükselen haykırışlar Kudüs ve Gazze için! Gün; Kudüs ve Gazze için fedakârlık yapma, Kudüs ve Gazze davasını omuzlama, Kudüs ve Gazze için feda olma günüdür! Ümmetin özgürlük ve izzeti Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın özgürlük ve izzetine bağlıdır çünkü." dedi.
“İNANÇ VE TESLİMİYET ORTAYA KOYDU"
Ünsal, "Kudüs, Peygamberimiz Hazreti Muhammed aleyhisselatu vesselam'ın şanı yüce Allah'ın emriyle 'sırr-ı kâinat ve sırr-ı hakikatin' bazı ayetlerinin gösterilmek üzere 'bir gece Mescid-i Harâm'dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa'ya' götürülmesiyle İsra olayının ve miraca çıkışın yaşandığı muhterem bir diyar-ı İslam'dır. Kudüs, yeryüzü müminlerinin imanın şartlarından olan nice peygamberin Allah'a davet çağrılarının yankılandığı şehirdir. Kudüs; Müslümanım diyenler için ırksal, mezhepsel, grupsal tüm aidiyetlerin üzerinde insani ve kesinlikle imani bir aidiyet taşır. Kudüs, Arap olan Hazreti Ömer'in fethi, Kürd olan Selahaddin-i Eyyûbi'nin rotası ve hürriyete kavuşturması, Türk olan Abdülhamid'in siyonistlere karşı yürek yangını ve sancısıdır." ifadelerini kullandı.
Siyonist israilin küresel siyonist çete ABD, İngiltere, Sovyet Rusya ve BM üzerinden ortaya çıkarıldığından beri Kudüs ve Filistin genelinde büyük acılara, zulümlere imza attığını dile getiren Ünsal, şunları söyledi:
SOYKIRIMA KARŞI DİRENİŞ
"Soykırımcı israilin yaşattığı zulümlere, yaptığı katliamlar ve sürgünlere, namus-u ekber'e karşı saldırılarına, namus-u mahreme hücumlarına, tüm insani ve İslami değerlere tecavüzlerine, işgal edilmiş Filistin topraklarına karşılık verilen mücadele örneklerinden 7 Ekim sonrası başlattığı soykırım ve canlı yayınlarda sergilenen mezalim, siyonizmin ve israilin insanlık ailesi içinde nasıl habis bir ur ve zehirli bir hançer olduğunu bir daha ispatlamıştır. Filistin halkı, soykırım ve işgal karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak kendi topraklarını, vatandaşlarının canını ve İslam ümmetinin izzetini ve şerefini korumaktadır. Yüce Allah'ın rahmeti, inayeti Gazze ve Kudüs'ün üzerinde olsun. Gazze'nin Müslüman halkı, dünyanın tüm zihin dünyasını yerle bir eden bir inanç, teslimiyet, samimiyet ortaya koydu. Onları bilen herkes hayranlık içindedir. Görünen dünyaları harap olmuşsa da ebedi yurdu kazanmaları büyük bir kurtuluş değil midir?"
İLAH-İ ADALET TERAZİSİ
Ünsal, "Tüm dünyanın tanıklığında, sözde çağdaş-barbar emperyal devletleri de yanına alan siyonist israilin Gazze'de sergilediği vahşet ve soykırımlar karşısında insanlığını, vicdanını yitirmemiş olanlar ile iman ehlinden halis olanlar ve amasız tepki gösterenler dışında herkes ve tüm devletler; mahşer-i vicdan'da ve ilah-i adalet terazisinde kaybetmiştir ve doğal olarak bu cürümlerde pay sahibidirler. Hal böyleyken insanlığın yerle bir edildiği, soykırımların canlı yayımlandığı biçare Gazze'deki vahamet karşısında her devlete, kişi, kurum ve STK'lara; mevcudiyeti, imkân ve kabiliyetleri kapsamında iş ve sorumluluk düşmektedir." şeklinde konuştu.
"Müslümanların resmi-sivil tüm unsurları ekonomik, askeri ve manevi olarak Müslüman kardeşlerinin yanında yer almalıdır" diyen Ünsal, Filistinli Müslümanların işgale karşı direnişlerinde yalnız bırakılmaması, Kudüs ve Gazze İslam devletlerinin öncelikli gündemi olması gerektiğinin altını çizdi.
İŞGAL REJİMİNE KARŞI
İşgal rejimine yönelik uygulanması gereken yaptırım ve boykot uygulamalarını sıralayan Ünsal, "Terör şebekesine ciddi ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulanmalı, siyonistlere hiçbir mazeret olmaksızın mal sevkiyatı bir an önce durdurulmalı, Gazze için acil insani yardım girişimleri devreye girmelidir. İslam Dünyasını, işgal altında olan ilk kıblesi için bütün ayrılıklarını bir kenara bırakmaya, Filistin'e sahip çıkmaya ve kardeşlerinin yanında durmaya davet ediyoruz. Bizlerin, ferd-î vahit veya STK'lar olarak bu bağlamda yapmamız ve süreklilik kazandırmamız gereken hususlar; israilin kanlı tarihini bilmek, Kudüs'ün ve Filistin'in tarihini idrak etmek, Selâhaddin örneğindeki gibi İslam'ın fethini ve dirilişini çağa taşımak, düşmanın senaryo ve operasyonlarının bilincinde olmak, bireysel ve kitlesel bilinçlenmeyi artırmak, farkındalığı çoğaltmak, boykot ile düşmanı yerle bir edecek psikolojik ve ekonomik harpte aktif olmaktır." diye belirtti.
MALLARINI BOYKOT EDELİM
"Ey insanlık onuruna sahip olanlar, ey iman ettim diyenler! Basın organlarınızda Gazze'ye yer verin" ifadeleriyle çağrıda bulunan Ünsal, "Çeşitli platformlarda, konuşmalarda Gazze'yi dillendirin. Ey Hayırseverler, yardım kuruluşları listeniz, Gazze'siz olmasın! Ey İnsanlar! Yiyip içtiklerinize, alıp harcadıklarınıza dikkat edin; haram olan sadece domuz eti değildir, domuzların ürettikleri de haramdır. En büyük maddi vazifeleriniz, boykot etmek ve kardeşlerinize yardım etmektir bunu iyice bilmelisiniz!"
Kaynak: Diyarbakır Söz