Çocukluk yıllarının babalarından uzak, cezaevi yollarında geçtiğini ifade eden mahkum evlatları, babalarına ceza veren savcı ve hakimlerin FETÖ soruşturması kapsamında bir bir gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyerek ailece yaşadıkları mağduriyeti anlattı. 2011 yılında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Ayetullah Uluışık'ın kızı Hayrunisa Uluışık, babası tutuklandığı sırada 7 yaşında olduğunu hatırlatarak adil bir yargılama talep etti.
“Cezaevi önlerinde büyüdüm”
Babasından ayrı 17 yılı geride bıraktıklarını dile getiren Mehmet Fidancı'nın kızı Rümeysa Fidancı ise şöyle konuştu: “Babam 17 yıldır cezaevinde. Çocukluğun cezaevi yollarında geçti. Cezaevi önlerinde büyüdüm. Şuan küçük bir kız kardeşim var, onun da bu çileyi çekmesini istemiyorum. Babam FETÖ mağdurudur. Babama işkence yapan ve yaptıranların kendileri de cezaevinde. Adalet istiyoruz ve buradan Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, bize de adalet bize de bayram gelsin! Bu küçük kardeşimin de benim çektiklerimi çeksin istemiyorum.”
Af değil yeniden yargılanma
Hükümlü Mehmet Arcagök'un babası Fahri Arcagök, oğlunun 19 yıldır cezaevinde olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Oğlum camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için cezaevine konuldu. Ben af değil, yeniden adaletli bir yangılanma istiyorum. 90'lı yıllarda mütedeyyin Kürtler FETÖ yüzünden çok çekti. Müslümanlara eziyet ediyorlardı. O zamanlarda şimdi de olduğu gibi FETÖ, kendisi dışındaki İslami camiaları kabul etmiyordu. Benim çocuğuma ceza verenler şu an FETÖ'den tutuklanmış. Allah onlardan hakkımızı aldı. Cumhurbaşkanından, oğlumun tekrar yargılanmasını istiyorum.”
DİYARBAKIR-FETÖ/PYD'nin zulmüne maruz kalıp aynı yapının polis ve yargı ayağı tarafından cezaevine konulan mahkûmların evlatları, yetkililere seslenerek yıllardır hasret kaldıkları babalarına yeniden yargılama yolunun açılmasını istedi.
Çocukluk yıllarının babalarından uzak, cezaevi yollarında geçtiğini ifade eden mahkum evlatları, babalarına ceza veren savcı ve hakimlerin FETÖ soruşturması kapsamında bir bir gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyerek ailece yaşadıkları mağduriyeti anlattı. 2011 yılında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Ayetullah Uluışık'ın kızı Hayrunisa Uluışık, babası tutuklandığı sırada 7 yaşında olduğunu hatırlatarak adil bir yargılama talep etti.
“Bütün bir çocukluğumuz; babasız ve cezaevleri yollarında geçti”
Uluışık, “Babam ve arkadaşları için adalet istiyorum. Bütün bir çocukluğumuz; babasız ve cezaevleri yollarında geçti. Babamın hiçbir suçu olmamasına rağmen yıllarca cezaevinde kaldı. Yeni yasaya göre hırsızlara dolandırıcılara tahliye hakkı verilmesine rağmen Kur-an'ı Kerim dersi verenlere, camiye gidenlere hiçbir yasa çıkarılmadı bu haksızlığa bir son verilmesini istiyorum.” Dedi.
“Diğer çocuklar gibi kurban bayramını babam ile geçirmek istiyorum”
Kendisinin de diğer çocuklar gibi Kurban Bayramını; babası ve kardeşleriyle birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde geçirmek istediğini ifade eden Uluışık, “Buradan Cumhurbaşkanına sesleniyorum, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ mağduru olan babam ve arkadaşlarının suçsuzluğu anlaşılmıştır. Buna rağmen hiçbir girişimde bulunulmamıştır. Ben de diğer çocuklar gibi bu bayramı babam ve kardeşlerimle birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde geçirmek istiyorum. Ben 7 yaşındayken babam cezaevine girdi ve 5 yıldır cezaevinde haksız bir şekilde tutuluyor.” diye konuştu.
“Cezaevi önlerinde büyüdüm”
Babasından ayrı 17 yılı geride bıraktıklarını dile getiren Mehmet Fidancı'nın kızı Rümeysa Fidancı ise şöyle konuştu: “Babam 17 yıldır cezaevinde. Çocukluğun cezaevi yollarında geçti. Cezaevi önlerinde büyüdüm. Şuan küçük bir kız kardeşim var, onun da bu çileyi çekmesini istemiyorum. Babam FETÖ mağdurudur. Babama işkence yapan ve yaptıranların kendileri de cezaevinde. Adalet istiyoruz ve buradan Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, bize de adalet bize de bayram gelsin! Bu küçük kardeşimin de benim çektiklerimi çeksin istemiyorum.”
FETÖ'nün mağdur ettiği mahkumların eşleri, babaları ve yakınları da FETÖ'nün kumpaslarına dikkat çekerek hükümetten af değil adil ve yeniden yargılanma istediklerini söylediler. Eşi Ekrem Kılavuz'un 16 yıldır haksız bir şekilde cezaevinde olduğunu belirten Songül Kılavuz, eşine ceza veren hakim ve savcıların şu an gözaltında olduğuna dikkat çekti.
“Yeniden yargılanma yolu açılsın”
Kılavuz, eşine verilen cezayı kabul etmediğini söyleyerek, “Çünkü onlara ceza veren hâkimler, savcılar şu an gözaltında. Bundan dolayı eşimin yeniden yargılanmasını istiyorum. Kimseden af da talep etmiyoruz, sadece yeniden adil bir yargılanma istiyoruz. Eşim 2001'de cezaevine konuldu. Bir ay boyunca gözaltında kaldı, bu zaman zarfında kendisi birçok işkenceden geçti. Biz de aynı zamanda çok büyük zulme uğradık, hâla da bu anlamda mağduriyetimiz devam ediyor. Bu süreçte sürgünler yaşadık. Eşim 4-5 yıl Bayburt Karadeniz Bölgesinde kaldı.” dedi.
Cumhurbaşkanına ve yetkililere de seslenen Kılavuz, Paralel Yapı tarafından yapılan mağduriyetlerin giderilmesi çağrısında bulundu.
“Bizi onlarla birlikte cezalandırdılar”
Kardeşinin Kur'an Kerim dersi verdiği için 23 yıldır haksız yere cezaevinde tutulduğunu ifade eden İhsan Baran'ın ablası Ayşe Baran ise kardeşi gözaltına alındığında aylarca kardeşinden haber alamadıklarını söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “3 ay hiç haberimiz olmadı; kayıp mı ölü mü diri mi olduğunu bilmiyorduk. Birlikte yakalanan bir arkadaşının annesi, İstanbul'dan görüşe geldikten sonra onun sağ olduğunu, cezaevinde olduğunu öğrendik. Çocuklarımız çok küçüktü yıllarca Diyarbakır, Bingöl, Elazığ'dan sonra yine sürgün olarak birçok şehre götürüldü. Bizi onlarlar birlikte cezalandırdılar.” diye belirtti.
“Annem çocuğunun hasretiyle kanser olup bu dünyadan göçtü”
Maddi ve manevi çok sıkıntılar çektiklerini sözlerine ekleyen Baran, “Yıllarca cezaevi kapılarında bekletildik, çok hakaretler işittik. Allah'a hamd olsun alnımız dik ve ak. Onlarla gurur duyuyoruz çünkü onlar Allah yolundaydılar. Rahmetli annem de çocuğunun o hasretiyle kanser olup vefat etti. Ölmeden önce de defalarca devrin Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül'e ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendik. Annem, ‘ölmeden önce bırakın oğlumu göreyim' dedi ve oğlunun hasretiyle Hakk'ın rahmetine kavuştu.” dedi.
Baran son olarak, “Biz şu anda af istemiyoruz, hırsızlara verilen affı istemiyoruz. Biz adil bir şekilde, başları dik, alınları ak, iade-i itibarla hak ettikleri bir adaleti istiyoruz. Dosyalarına bakılsın ve yeniden yargılansınlar. Babam ve annem o hasretle vefat etti. Bari biz, kardeşimizi ölmeden önce görelim.” ifadelerini kullandı.
Hükümlü Mehmet Arcagök'un babası Fahri Arcagök, oğlunun 19 yıldır cezaevinde olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Oğlum camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için cezaevine konuldu. Ben af değil, yeniden adaletli bir yangılanma istiyorum. 90'lı yıllarda mütedeyyin Kürtler FETÖ yüzünden çok çekti. Müslümanlara eziyet ediyorlardı. O zamanlarda şimdi de olduğu gibi FETÖ, kendisi dışındaki İslami camiaları kabul etmiyordu. Benim çocuğuma ceza verenler şu an FETÖ'den tutuklanmış. Allah onlardan hakkımızı aldı. Cumhurbaşkanından, oğlumun tekrar yargılanmasını istiyorum.”
Sıddık Kurt'un eşi Tuba Kurt da, eşini tutuklayan hâkim ve savcıların Paralel Yapı olduğunu ifade ederek, tekrar dosyaların incelenmesini ve yargılanmasını istedi. Oğlunun 20 yıldır cezaevinde haksız yere tutulduğunu ifade eden hükümlü Mehmet Özcan'ın annesi Perihan Özcan ise oğlu cezaevindeyken eşinin vefat ettiğini belirterek, sadece adalet istediklerini vurguladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz