Cezaevi raporu!

Diyarbakır Barosu, İHD, ÖHD ve TUAY-DER Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nden Diyarbakır Kampüsü Cezaevi içerisinde çerisinde bulunan 1 ve 2 Nolu Cezaevine sevk edilen tutukluların maruz kaldıkları iddia edilen işkence uygulamalarını raporlaştırdı.

Cezaevi raporu!

Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Diyarbakır Şubeleri, Eylül ayında Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü içerisinde açılan 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’na sevk edilen tutukluların durumuna ilişkin rapor hazırladı.  Rapor, Diyarbakır Barosu Adli Yardım binasında yapılan açıklama ile kamuoyuna duyuruldu.

Rapor sunumu öncesi söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, pandemi süreci ile beraber tüm kentlerde bulunan cezaevlerinde ihlallerin arttığını öne sürerek, kentte yeni yapılan kampüs cezaevi içerisinde 9 cezaevi olduğunu ve her geçen gün bu sayıya yenilerinin eklendiği iddia etti.

‘İHLALLERİNİN MERKEZİ’

ÖHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Halise Dakalı ise, sözlerine İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde ve Birleşmiş Milletler’in (BM) tutuklular için ‘Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi' maddelerinde yer alan hakları sıralayarak Türkiye’nin kendi mevzuatında yer alan “Mahpuslara insan onuruna yaraşmayan muamelelerin yasaklandığı ve hiçbir gerekçe ile bu muamelelerin meşru gösterilemeyeceği” belirtildi.

CEZAEVLERİNDE SALGIN

Cezaevlerinde pandemi gerekçesi ile hak ihlallerinin yaşandığını ileri süren Dakalı, "Pandemi ile birlikte var olan hak ihlalleri katmerleşmiştir. En olağan koşullarda bile sürekli yaşanan hak ihlalleri pandemi, sevk/sürgün neticesinde hukuken izah edilemez bir hal almıştır. Bu durumun son örneği Diyarbakır Hapishane Kampüsü yaşanmıştır” iddiasında bulundu.

TUTUKLULAR AÇLIK GREVİNDE

Dakalı, Diyarbakır Hapishane Kampüsü içerisinde bulunan 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarının açılması üzerine Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi ve ülke genelindeki birkaç hapishanede bulunan mahpusların sevkine ilişkin hazırladıkları raporu şöyle aktardı:

"Diyarbakır 1 ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarına ziyaret gerçekleştirilmiştir. Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden 14 Eylül tarihinden 17 Eylül tarihine kadar 46 mahpus Diyarbakır 1 ve 2 No’lu yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarına sevk edilmiştir. Yine açıklamamızı yaptığımız bugün itibariyle de yeni sevklerin olacağı bilgisi edinilmiştir.  Gerçekleşen sevkler sonrasında ağır hak ihlallerinin gerçekleştiği bilgisi üzerine, mahpuslar ile görüşmeler yapılmış ve hak ihlalleri kayıt altına alınmıştır. Belirtmek gerekir ki, yaşanan hak ihlalleri neticesinde mahpusların açlık grevine başladığı bilgisi de belirtilmiştir.

SALGIN DİKKATE ALINMIYOR

Sevkler/sürgünler yapıldığı esnada mahpuslara ait eşyalar herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen kendilerine verilmemiştir. Özellikle kurşun kalem verilmediği, yazılı tüm kitap ve notlarına el konulduğu, şalvarlarının yasak olduğu gerekçesi ile verilmediği, kısıtlanmış renkler olmamasına rağmen kısıtlanmış renk iddiasıyla belirli kıyafetlere el konulduğu bilgisi verilmiştir. Yine Sevkler/sürgünler esnasında yapılan aramalarda mahpusların ayakkabılarının çıkartıldığı bunun yanı sıra ayakkabılarının bağcıklarının da çıkartılarak idareye teslim edilmesini istediklerini, yapılan aramanın pandemi sürecine rağmen elle yapıldığını ve bu anlamda sağlık koşullarına dikkat edilmeden uygulamalarda bulunulduğu belirtilmiştir. 

Akabinde mahpusların aynı ring aracıyla getirilmelerine rağmen pandemi süreci gerekçe gösterilerek her bir mahpus tek kişilik hücrelere alındıklarını belirtmişlerdir. Pandemi gerekçe gösterilerek İnfaz yasasına aykırı bir şekilde tek kişilik hücrelerde tutulan mahpuslara yönelik tecrit koşullarına derhal son verilmelidir. Yine yapılan görüşmeler neticesinde mahpusların bulundukları tek kişilik hücrelerin henüz kaba inşaatının tamamlanmış olduğu, temizliğinin yapılabilmesi mahpuslara herhangi bir temizlik ürününün verilmediği, mahpusların kendi kişisel temizlik malzemeleri ile kaldıkları yeri temizleye çalıştıkları tarafımıza aktarılmıştır.

AVUKAT ERİŞİM ENGELİ

Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza infaz Kurumunda mahpusların kapalı avukat görüşü yapmaları için bulundukları odadan çıkarıldıkları esnada ayakkabılarının çıkarılmaları istenerek bu şekilde mahpuslara arama yapılmak istendiği belirtilmiştir. Aynı uygulamanın mahpusların ziyaret sonrası odalarına götürüldüğünde de yapıldığını söylemişlerdir. Bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların birçoğu avukat görüşlerine çıkmamış ve bu sebeple de görüşler gerçekleştirilememiştir. Mahpuslara yönelik insanlık onuruna aykırı bir şekilde gerçekleştirilen arama prosedürünün aynı zamanda mahpsuların adalete/avukata erişim hakkını kullanılamaz hale getirmiştir

HAKARET, DARP VE ZOR KULLANMA

Yine de bir mahpusun şalvar ve tişörtünü çıkarmasını istediklerini, bu şekilde bir arama dayatıldığını, mahpusun bu şekliyle aramayı kabul etmemesi üzerine kalabalık bir grup şeklinde infaz koruma memurlarınca kamera bulunmayan bir odaya alınarak kendisine hakaret ve küfür ederek, darp ettiklerini, şalvarın zorla çıkarıldığını söylemiştir” denildi. 

‘İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEYE SON VERİN’

Darkalı, raporu birçok tutuklu tarafından hazırladıklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Bizler aşağıda isimleri belirtilen kurumlar olarak tarafımıza yapılan başvuruların takipçisi olacağımızı yüksek sesle dile getirip yaşanan hak ihlallerin bir an evvel sonlandırılması için herkesi sorumlu olmaya davet ediyoruz.”

Kaynak: Diyarbakır Söz