Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 12 Eylül Askeri darbesinden sonra yaşanan işkencelerle hafızalara kazınan Diyarbakır Cezaevi’nin kültür merkezine dönüştürüleceği açıklaması sonrası gözler Adalet Bakanlığı’nın yapacağı çalışmaya çevrildi.
Ayrıntıları henüz netleşmeyen çalışmaya göre cezaevi binalarının tamamen yıkılarak yerine bir müze ve kültür merkezi inşa edilmesi planlanıyor. Cezaevinin müzeye dönüştürülmesi uzun yıllardır Türkiye’nin gündemindeydi.
Erdoğan önceki gün Diyarbakır’a yaptığı ziyarette 2015 yılında sonlanan Çözüm Süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, konuşmasının bir bölümünde 12 Eylül döneminde yaşanan işkencelerle hafızalara kazınan Diyarbakır Cezaevi ile ilgili müjde verdi. Erdoğan, “Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz” dedi.
ŞEHRİN İÇİNDE KALDI
Erdoğan’ın açıklaması, mevcut cezaevi binalarının korunarak bir kültür merkezine dönüştürüleceği şeklinde yorumlandı ancak Adalet Bakanlığı’nın başlattığı çalışmada ayrıntıları henüz netleşmese de farklı bir yol izleneceği ifade ediliyor. Çalışmada öncelikle cezaevinin kapatılması, buradaki yaklaşık bin hükümlü ve tutuklunun yeni Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampusu’na nakli planlanıyor. Önümüzdeki yıl ise cezaevinin mevcut binalarının yıkılması ve yerine bir müze ve kültür merkezinin inşa edilmesi öngörülüyor. Cezaevi yerleşkesindeki yeni sürecin Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da TOKİ üzerinden yürüyebileceği, ancak bu konuda da henüz bir netlik bulunmadığı belirtiliyor.
CEZAEVİNDE KALANLAR
Alınan karar, 12 Eylül’de o dönemki adıyla ‘Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde yatanları tatmin etmedi. Cezaevinin müze olması için çalışma yürüten 78’liler Derneği’nin Eş Başkanı Hüseyin Barış. Barış, 1980 ile 1990 arasında 10 yıl bu cezaevinde yattı. Cezaevinin adının duyulmasına neden olan bütün olaylara tanık olan Barış’ın beklentisi müze olması. VOA Türkçe’ye konuşan Barış, cezaevinin kültür merkezi yapılmasına fikrine karşı çıkarak, “Öncelikle ve altını çizerek belirtmek gerekir ki Amed 5 no’lu zindanı müze olmalıdır. Yaşanan insanlık dışı zulüm ve işkencenin insanlık tarafından bilinmesi, tarihte yerini alması, insanlık hafızası oluşması, dünyada bir daha bu ve benzeri acıların yaşanmaması için, cezaevi insanlık müzesi olmalıdır. 78'liler girişimi olarak zindanın karanlık günlerini yaşayanlar ve Kürt halkı olarak başından beri istememiz, Amed 5 no’lu zindanının müze olmasıdır. Erdoğan'ın ‘kültür merkezi yapacağız’ açıklaması bu zindanın gerçekliğine ve orada yaşananlara denk düşmemektedir. Erdoğan kendisinin ve AKP-MHP anlayışına uygun bir kültür müzesi oluşturmak istiyor. Erdoğan'ın muhataplarının görüşünü alarak açıklamada bulunması gerekir” dedi.
“Ortak talebimiz müze olması”
Dönemin tanıklarından biri de Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel. Bozyel, 4,5 yıl yattığı cezaevinde yaşadıklarını ‘Diyarbakır 5 No’lu’ isimli kitapta topladı. VOA Türkçe’ye konuşan Bozyel, cezaevinde yatanların ortak talebinin müze olduğunu söyledi. Cezaevinde kalanların da içinde olacağı bir komisyonun cezaevini yeniden tasarlaması gerektiğine vurgu yapan Bozyel “O cezaevinde yatanların ortak talebi müze olmasıdır. Hükümetin niyeti nedir bilmiyorum o başka bir şey ama ben şunu söylemek isterim, mesele sadece boşaltmak değil. Oraya ne yapılacağı önemli. Oranın dizayn edilmesi ve yeni nesillere aktarılması gerekir. Orada yaşananlar var. Benim bu hükümete güvenim yok. İnsan hakları savunucuları, hukukçular, uzmanlar ve cezaevinde kalanlardan kurulacak bir komisyonla birlikte bunun dizayn edilmesi lazım ve sahip çıkılması lazım. Böylece iyi bir adım atılır. Eğer sadece şov yapma ya da kısa bir süre için Kürtlerin gönlünü alma amacıyla yapılıyorsa o ayrı. Bu hükümet zihniyeti ile, o dönemi yaşayan mahkumların talepleri ve bu sorunun çözümü için duyulan ihtiyaç ışığında adım atılacağını zannetmiyorum. Bizim talebimiz kültür merkezi değil, müze yapılmasıdır. Müze olmasının anlamı şudur; orada olanlar, orada yaşananların o dönemin doğruları ışığında korunması lazım” diye konuştu.
DİYARBAKIR CEZAEVİ’NDE NELER OLMUŞTU?
Kürtlerin yakın siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan Diyarbakır Cezaevi, The Times gazetesince 2008 yılında yayınlanan “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” listesinde yer aldı. Adalet Bakanlığı tarafından 1980 yılında E tipi olarak yaptırılan Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül askeri darbesinden sonra askeri yönetime devredilerek Sıkıyönetim Askeri Cezaevi olarak kullanıldı. 5 No’lu adını alan cezaevi, askeri yönetime devredilmesinin ardından işkence iddialarıyla gündeme geldi. 1981 ve 1984 yılları arasında cezaevinde 34 kişi işkence ya da intihar sonucu hayatını kaybetti. Cezaevi 9 Mayıs 1988 tarihinde Adalet Bakanlığına devredildi. PKK’nın kurucularından bazılarının hapis yattığı cezaevinde Ahmet Türk, Orhan Miroğlu ve Gültan Kışanak gibi milletvekilleri de bir dönem kaldı.
ÖNCE TARTIŞILDI SONRA UNUTULDU
AK Parti Hükümetlerinin Kürt sorununa çözüm aradığı yıllarda ilk gündeme gelen konulardan biri Diyarbakır Cezaevinin durumuydu. Hükümet cezaevinin müze yapılacağını açıklasa da adım atılmadı. 2014 yılında 78'liler Derneği, cezaevinin müze olması için 100 bin imza toplayarak meclise gönderdi. Talebe olumlu yanıt verilse de somut bir gelişme olmadı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi, imar plan değişikliği yapılarak burasının müze alanı olarak kullanılması için karar aldı. Mülkiyeti Hazine'ye ait olan cezaevinin bulunduğu alanın imar planında müze olarak değiştirilmesi üzerine Milli Emlak, belediyenin aldığı kararın iptali için dava açtı. İmar değişikliği ile ilgili görüş bildiren Adalet Bakanlığı da Diyarbakır'da yapımı devam eden cezaevi kampus inşaatının tamamlanmasından sonra cezaevinin kapatılacağını, plan değişikliğinin şimdilik uygun görülmediğine dair görüş bildirdi. 2015 yılında çözüm sürecinin sona ermesinin ardından, cezaevinin durumu bir daha gündeme gelmedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz