Merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’nin bitişiğinde bulunan Anadolu’nun ilk üniversitelerinden Mesudiye Medresesi’nin iç avlusundaki döner taş sütunları görenlerin dikkatini çekiyor. 1223 yılında Artuklu Meliki Mesud döneminde tamamlanan, motif ve kitabeleriyle çok değerli bir sanat eseri olan medresenin iç avlusundaki mihrabın iki yanına ustaca yerleştirilen sütunların, yapıda herhangi bir sebeple olabilecek çökme veya kaymaları tespit etmek için yapıldığı belirtiliyor.
‘Mollalık unvanı veren medrese’
Sanat tarihçisi ve DÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Yıldız, Mesudiye Medresesi’nin, Zinciriye Medresesi’nden sonra Diyarbakır’da günümüze ulaşan ikinci medrese olduğunu söyledi. Medresede birçok alimin yetiştiğini ve ‘Mollalık’ unvanı veren medreselerden biri olduğunu belirten Yıldız, “Medresenin inşaatına 1198 tarihinde II. Sökmen tarafından başlanıyor. Melik Salih Mahmut tarafından devam ediliyor. Onun ölümünün ardından El Mesud lakaplı Mevdud tarafından 1223 yılında yapımı tamamlanıyor. Diyarbakır Mesudiye Medresesi’ne baktığımız zaman açık avlulu, iki katlı medrese plan şemasına sahiptir. Birçok alimin yetiştiği medrese Diyarbakır’ın en önemli medreselerinden biridir” dedi.
Bütün bu özelliklerinin yanında Mesudiye Medresesi’nin bir başka özelliği daha olduğunu aktaran Yıldız, “Özellikle avluda yer alan mihrabın iki yanındaki sütunceler çok dikkat çekiyor. Bu sütuncelere biz dönen sütunceler diyoruz. Bu sütunların yapılmasındaki amaç, bizim tahminimiz, yapının herhangi bir depremde veya doğal afette zarar gördüğü zaman temellerinde bir kayma olduğu zaman bunu tespit etmektir. Eğer yapıda bir kayma olursa bu sütunlar yavaş dönmeye başlar ya da hiç dönmez” diye konuştu.
‘Lice depreminde sol sütun zarar gördü’
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1975 yılında yaşanan ve 3-4 ay boyunca süren artçı sarsıntılar nedeniyle de binlerce evin yıkıldığı ve 2000’in üzerinde insanın yaşamını yitirdiği depremde sol sütunun zarar gördüğünü dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
“Sağ taraftaki sütunda herhangi bir problem yok ama sol taraftakine baktığımız zaman diğer sütuna göre dönme biraz daha yavaştır. Bundan da sütuncede bir tahribatın meydana gelmiş olduğu ya da yapıda bir kayma olduğu tahmin edilebilir. Bölgedeki yaşlı insanların dediğine göre bu sütuncenin dönmesinin yavaşlaması 1975’teki büyük Lice depreminden sonra başladı. Dolayısıyla Lice depreminde bu yapının az da olsa bir zarar gördüğünü söyleyebiliriz.”
Kaynak: Diyarbakır Söz