Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, psikolojik ve sosyolojik sorunlara yol açan kumalığın önüne geçmek amacıyla başlatılan "Kardeş Aile Projesi" sayesinde, 3 yılda maddi durumu iyi olmayan 86 kadın, tüp bebek yöntemiyle anne oldu.
Alternatif Üretim ve İstihdam Derneğince (AÜİD), 3 yıl önce psikolojik ve sosyolojik sorunlara yol açan kumalığın önüne geçmek amacıyla "Kardeş Aile Projesi" başlatıldı.
Saha çalışmasında ailelere ulaşan dernek çalışanları, tüp bebek yöntemini bilmeyen, yöntemle ilgili ön yargısı bulunan maddi durumu düşük aileleri tespit etti.
86 kadın anne oldu
Ailelere yönelik eğitim seminerleriyle tüp bebek yöntemi konusunda bölgede oluşan yanlış algılar ortadan kaldırılmaya çalışıldı. İkna edilen aileler, tedaviyle çocuk sahibi olanların da bulunduğu maddi durumu iyi ailelerle buluşturuldu.
Ekonomik durumları iyi olmayan 126 kadından 86'sı, proje sayesinde İstanbul ve Elazığ gibi illerde tüp bebek tedavisi görerek anne olmanın mutluluğunu yaşadı.
AÜİD Yönetim Kurulu Başkanı Gülbahar Örmek, tüp bebeğe bölgede bakışın farklı olduğunu, hala bu yöntemle doğan bebeklerin babasının belli olmadığı yönünde yanlış algıların bulunduğunu ifade ederek, birçok ailenin bu tedavi yönteminden habersiz olduğunu, bir bölümünün ise ekonomik nedenlerle bu yöntemi deneyemediğini söyledi.
"Çocuk sahibi olamayan kadın suçlu ilan ediliyor"
"Bölgede çocuk sahibi olamayan kadın suçlu ilan ediliyor ve soyunun devam etmesi gerektiğine inanan erkek tarafından kuma getirilerek cezalandırılıyor" diyen Örmek, şöyle konuştu:
"Erkekler sorunun kendisinden kaynaklandığı ihtimalini asla düşünmüyor. Bazı çiftlere zamanla çocuk sahibi olabilecekleri söylendiği halde, çevre ve ailenin baskısıyla ya gereksiz yere tedaviye zorlanıyorlar ya da erkekler kuma getiriyor. Toplumsal baskıyla, sorunun eşinde olmadığını bildiği halde ikinci, üçüncü evliliğini yapan erkekler var."
"Kayınvalidesinden şiddet görenler var"
"Bölgede çocuğu olmadığı için kayınvalidesinden şiddet gören, eltisi tarafından küçümsenen, ötekileştirilen, kumasının çocuklarına bakıcılık yaptırılan kadınlar var. Kuma evin prensesi gibi görülürken, çocuğu olmayan kadının ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmesi zamanla psikolojik bir travmaya dönüşebiliyor" ifadelerini kullanan Örmek, bu sorunların önüne geçmek için "Kardeş Aile Projesi"ni başlattıklarını belirtti.
Tüp bebek uzmanlarından oluşan doktorların belirli periyotlarla bölgeye gelerek projeye dahil ailelerle görüştüğünü dile getiren Örmek, "Bu ailelerin maddi durumu iyi ailelerin sağladığı destekle çocuk sahibi olmasına katkı sunuyoruz. Aileler kardeş ailelerinin imkanları doğrultusunda istedikleri merkezde tedavi olabiliyor" diye konuştu.
- 3 yılda 86 kadın bu yöntemle anne oldu
Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman ve Gaziantep'ten 3 yılda 126 kadının başvuruda bulunduğunu, bunlardan 86'sının anne olduğunu ifade eden Örmek, "İstanbul ve İsveç'ten de aileler Diyarbakır'daki ailelerle kardeş oldu. Türk, Kürt, Laz, Arap fark etmiyor. Din, dil, ırk farkı gözetmeksizin aileler kardeş aile oluyorlar" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da bu kapsamda çok güzel çalışmalar yaptığına işaret eden Örmek, doğal yollarla çocuk sahibi olamayan ailelerin sayısının yüksek olması nedeniyle bu tür sosyal sorumluluk projeleriyle bakanlığın çalışmalarına destek sunulması gerektiğini aktardı.
"Çocukla toplumsal baskı ve şiddet son buluyor"
Çocuk sahibi ailelerde erkeğin şiddetten vazgeçtiğini gördüklerini vurgulayan Örmek, kadının aile içindeki statüsünün de arttığını gözlemlediklerini söyledi. Örmek, şunları dile getirdi:
"Çocuk sahibi olunduğunda şiddet uygulayan erkek gidiyor adeta başka biri geliyor. Erkekte yüzde 100 değişim olduğunu gördük. Bize gelip teşekkür ediyorlar. Çünkü dezavantajlı mahallelerde, bu aileler dedikodu öznesi haline geliyor. Çocukla toplumsal baskı ve şiddet son buluyor, kumalığın önüne geçiliyor, aile bütünlüğü korunuyor. Kardeş aile sayısı ne kadar artarsa o kadar çok aile çocuk sahibi, o kadar çok kadın anne olabilecek. Çok sayıda kardeş aileye ihtiyaç var. Bu destek aynı zamanda büyük bir hayra da vesile oluyor. Bir çocuğun dünyaya gelmesi, bir aileyi kurtarmakla aslında pek çok hayra ortak olunuyor. Manevi duygusu ise apayrı bir mutluluk."
15 yıl sonra anne oldu
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Karabahçe köyünde yaşayan Gezal Çakmak da projeden yararlanarak 15 yıl sonra anne oldu.
Eşi İstanbul'da kağıt toplayan ve ekonomik nedenlerle bugüne kadar tüp bebek yöntemini deneyemeyen Çakmak, proje sayesinde İstanbul'da gördüğü tedavinin ardından 3 ay önce "Salih" adını verdikleri oğlunu kucağına aldığını anlattı.
Çakmak, "Çocuğum olmadığı zaman çok üzülüyordum. Şimdi çok mutluyuz. İsterim ki herkes bu derneğe başvurup, tedavi görsün ve anne olsun" dedi.
Baba Kasım Çakmak da çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.
"Allah olmayanlara da versin"
Çocukları olmadığı için sıkıntılı günler geçirdiklerini ancak hep sabrettiklerini anlatan Çakmak, çocuklarının olmasına destek sunan dernek çalışanlarına teşekkür etti.
Gezal Çakmak'ın kayınpederi Abdülkadir Çakmak da oğlu ve gelini yıllar sonra çocuk sahibi olduğu için şükrettiklerini belirtti.
"Keşke anne olabilsem"
Diyarbakır'da yaşayan ve projeden yararlanmak için derneğe başvuran Aysel Gülmez de 27 yıllık evli olduğunu ancak çocuğunun olmadığını söyledi.
Çok üzüldüğünü, maddi durumları elvermediği için tedavi olamadığını belirten Gülmez, "O kadar üzülüyorum ki kimi zaman üzüntüden kendimi kaybediyorum. Eşim bana kıyamadığı için kuma getirmedi. Derneğin çalışmalarını duyunca buraya geldim. Çok mutluyum çünkü umudum var. Keşke anne olabilsem. Anne olursam tüm ailem çok mutlu olacak" şeklinde konuştu. Gülmez, kardeş ailelerin büyük sevap işlediğini, durumu iyi olan ailelerden annelik özlemi duyan kadınlar olarak destek beklediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz