Peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır'ın Mekke'nin fethinden 10 yıl sonra İslam orduları tarafından fethedilmesinin ve İslam topraklarına katılmasının 1381. yıldönümünü buruk, hüzünlü ve kovid-19 karantinası altında kutluyor.
İslam ordularının Diyarbakır surları önüne geldikleri gün, tarihin en ak sayfalarından biri olduğu gibi, 1381 yıldır İslam bayrağının her dönemde dalgalandığı şehirdir, Diyarbakır.. Diyarbakır, o sayfayla sahabeler şehri oldu ve bir iman kalesi hâline geldi. O sayfa, Mekke'nin fethi kadar temiz.
AMED'İN FETİH EMRİ
Halife Hz. Ömer(r.a) Amed'in fethi , görevini İyâz b. Ganm'e verir. Alınan emir üzerine İyâz, sekiz bin kişilik bir kuvvetle harekete geçer. Ordusunda bine yakın sahabe var. Kuşatma uzun sürdü. Bütün saldırılar, şehri baştanbaşa kuşatan muhkem ve muhteşem surlar karşısında neticesiz kalıyordu. Müslümanlar, beş ay kadar bu kale duvarları dibinde beklemeye katlandılar. Bu arada İyâz, Hakem b. Hişam'ı bir miktar kuvvetle Meyafarkin'e(Silvan) göndererek orayı fethetti.
Nihayet, Halid b. Velid sur dibine sık sık yaptığı keşiflerden birinde surun doğu yönünde, sur duvarlarında gördüğü gizli bir su deliğini genişleterek oradan içeri girileceğini tespit eder.
SURDAKİ DELİKLE İÇERİ GİRİLİR
Halid b. Velid, bir gece yüz kadar iyi savaşan ve çoğu sahabeden oluşan askerleri alarak bu delikten içeri girer. Bu yere yakın bulunan ve şehrin fethinden sonra Fetih Kapısı ismini alan kapıyı açarak İslam ordularının şehre girişini sağlar. Kapıyı açmak için nöbetçilerle yapılan savaşta en az yirmi beş sahabenin şehid olduğu anlaşılmaktadır. Bu şehidler, hâlen İçkale Hz. Süleyman Camisi bitişiğindeki meşhedde Süleyman b. Halid (b. Velid) ile birlikte kabirleri bulunuyor.
İSLAMI KABUL ETTİLER
Amed feth edildikten sonra halkın silahları toplatıldı. Kendilerine iyi muamele edildi. İslam dinine zorlanmadılar. Buna rağmen halkın büyük bir kısmı kendi rızasıyla İslam'ı kabul ettiler.
İslam tarihinde, emellerine hizmet edecek kara lekeler bulamayanlar, "Diyarbakır'ın Fethi, bir işgaldir, binlerce Kürdün öldürüldüğü bir katliamdır, bir esaretin başlangıcıdır, Kürtler zorla Müslüman olmuşlardır" gibi asılsız iddialarını sürdürerek aslında İslam'a olan düşmanlıklarını da gizleme ihtiyacını duymadıklarını da tarih sürecinde görüldü..
İslam orduları, Diyarbakır önlerine geldiğinde Diyarbakır Bizans işgali altındaydı. Diyarbakır'ın fethi bir işgal değil, Bizans işgalinden kurtuluş ve İslam bayrağı altında, kalmanın özgürlüğüydü.. Şehirdeki esir halkın; küfrün karanlığından İslam'ın aydınlığına, züllümden, adalete kavuştuğu bir fetihti o gün!. Diyarbakır önlerinde büyük bir savaş yaşanmamıştır.
İŞGAL DEĞİL BİR FETİH
İslam, olsa olsa, Kürtleri Allah'ın dininden alıkoyan cahiliyenin damarlarıyla savaşmıştır. Nitekim İslam orduları, cahiliyenin Arapça konuşan temsilcilerinden binlercesini öldürmüş, Yahudilerden yüzlercesini, Hıristiyan Bizans ve Mecusi İranlılardan on binleri tarihten silmiştir. İslam tarihleri, bunu asla gizlememiş, aksine her savaşta öldürülen düşman askerlerinin sayısını, yaralı ve esirleriyle birlikte bir bir vermiştir.
27 sahabenin şehit olduğu bir çatışmadan sonra Allah, 27 Mayıs 639'da Diyarbakır'ı İslam fethiyle şereflendirmiş ve o gün peygamberlerin mirası Diyarbakır, sahabelere devrolundu.. Diyarbakır, adaletle tanışmış, Diyarbakır surları tekbirlerle, ezanlarla ihya olmuş. Kent halkı, iman şerefine ermiş, saadetin yolunu bulmuştu.
27 SAHABENİN İSİMLERİ
Mekke ve Medine'den sonra sahabenin medfun olduğu yer Diyarbakır'dır. Şehrin fethi sırasındaki ilk çatışmalarda şehid olup Hz. Süleyman Camii civarında medfun olan 27 sahabe ismi ise şöyle: Süleyman b. Hâlid b. Velid (ra),Rıdvan (r.a.), Mes'ûd (r.a.), Beşir (r.a.), Hamza (r.a.), Amr (r.a.), Şu'be (r.a.), Sâbit (r.a.), Zeyd (r.a.), Zeyd (r.a.), Halid (r.a.), Halid (r.a.), Nu'mân (r.a.), Muhammed (r.a.), Muhammed (r.a.), Abdullah (r.a.), Abdullah, Abdullah (r.a.), Hasan (r.a.), Hasan (r.a.), Ka'b-i Zişan (r.a.), Fudayl (r.a.), Mâlik (r.a.), Fahr (r.a.), Ebu'l-Hamd (r.a.), Ebu Nasr (r.a.), Muğire. (r.a.).
Kaynak: Diyarbakır Söz