İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ
İnsan ve Özgürlük Partisi Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya ve Diyarbakır Milletvekili Mehmet Yamaç, kurdukları yeni partilerinin çalışmaları kapsamında Diyarbakır Söz Gazetesini ziyaret ederek, Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Büyüktimur ile görüştü.
7 YIL SÜREN MÜCADELE SONUCU
Kaya, partilerinin kuruluş serüveninin anlatarak, demokrat ve İslamcı kişilerden oluşan çekirdek bir kadroyla siyasi çalışmalara başladıklarını bildirdi. Kaya, “7 yıl boyunca verilen bir mücadelenin sonucunda kurulan bir parti olduklarını söyledi.
ÇATIŞMALARA TRİLYONLAR HARCANDI
Kaya, Türkiye’nin temel sorunun Kürt meselesi olduğunu belirterek, Kürt meselesine binaen oluşan çatışmalardan kaynaklı trilyonlarca para harcandı. Bugünkü ekonomik sorunların varlığında bir faktördür. Bunun maliyeti her birimize yansımaktadır” dedi.
İnsan ve Özgürlük Partisi Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, partisinin çalışmaları kapsamında Diyarbakır Söz Gazetesini ziyaret ederek, Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Büyüktimur ile görüştü. Eş Genel Başkan Kaya, burada Söz Haber Muhabirine yaptığı açıklamada, partilerinin kuruluş serüveninin anlatarak, demokrat ve İslamcı kişilerden oluşan çekirdek bir kadroyla siyasi çalışmalara başladıklarını bildirdi.
Kaya, henüz yeni bir parti olduklarına değinerek, “Bizim partimizde de eş başkanlık sistemi var. Ama bizdeki eş başkanlık sistemi cinsiyete bağlı değil. Yani bir kadın bir erkek olma şartı yok, ikisi kadın olabilir ya da ikisi de erkek olabilir. Öyle bir zorunluluk yok bizim tüzüğümüzde. İnsan ve özgürlük partisinin kuruluş serüveni biraz uzundur, yedi yıl boyunca verilen bir mücadelenin sonucunda kurulmuş partidir. İçişleri Bakanlığı bir türlü bizim kuruluş belgemizi almamıştı, kongremizi 7 Ocak 2024 tarihinde yapmıştık. Yaklaşık bir yıl bir haftalık resmi bir partiyiz, ondan önceki sürecimiz defakto olarak bildirime tabi olarak kurulmuş bir partiydik. Legaldik yasal değildik öyle bir ucube vardı” diye konuştu.
Kürt meselesini öncelediklerini ancak kendilerini bir Kürt partisi olarak tanımlamadıklarının altını çizen kaya, şunları kaydetti:
“İNANÇ ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMASINA DA MALZEME YAPILMASINA DA KARŞIYIZ”
“ İnsan ve özgürlük partisinin kadroları büyük çoğunlukla siyasal kimlik olarak Müslüman demokratlardan, inançlı demokrat insanlardan oluşuyor. Geçmişte İslamcı diyebileceğimiz kadrolar. İslamcılığı geniş çerçeveden ele aldığımız için biz İslamcı kimliğini reddeden bir çizgide de değiliz. Ama klasik bilinen ama siyasal İslamcılığın bugün biraz da zedelenmiş imajını üstlenmiyoruz. İslamcılık, İslami yorumlar üzerinden İslami referanslar üzerinden bir siyaset yapılabileceğini içeren ama tabir yerindeyse yüzyıllara dayalı o katı yorumların müktesebatın içerisinde tamamen ezbere kabulünü kabullenmeyen bir gelenekten geliyoruz. O açıdan o kimliği reddetmiyoruz, ama o kimliğimizi de ön plana çıkararak siyaset yapmıyoruz. İnanç üzerinden siyaset yapılmasına da malzeme yapılmasına da karşıyız. İnsan ve özgürlük partisi kadroları çoğunlukla Kürtlerden oluşur ama yinede kendimizi bir Kürt partisi olarak sınırlamıyoruz.”
“KÜRT MESELESİNİ ÖNCELİYORUZ”
Partilerine herkesin üye olabildiğini söyleyen Kaya, “Eş Genel Başkanımızın diğeri Davut Bey Türk asıllı. Batıdaki teşkilatlarımızda Türk arkadaşlarımız vardır. Bizim birincil meselemiz, Kürt meselesini önceliyoruz. Çünkü diğer sorunların esasını teşkil eden sorunun da bu olduğunu düşünüyoruz. Bizde rezerv yoktur şahsiyet sorunu yaşanmadığı müddetçe partimize herkes üye olabilir, herkes bu partinin içerisinde en yüksek seviyeye de gelebilir. Her siyasi partinin kendine yönelik iddiası vardır ama iddialar sizin gerçeğinizle de uyumlu olmalıdır. Yani afaki konuşmak çok kolaydır. Öncelikle bizim partimizi tanıtabilme kitleyle buluşturabilme elbette bunu yaparken de makro düzeydeki vaatlerde var” şeklinde konuştu.
Kaya, ekonomik sorunların temelinde Kürt meselesinin yattığını ileri sürerek, şunları ifade etti:
“TRİLYONLARCA PARA HARCANDI”
“Kurgumuzda şu var biz diyoruz ki Türkiye’de yaşıyoruz ve bu sınırlar içerisinde hemen hemen herkesin öncelik sıralamasında birazcık yerleri değişse de birkaç tane başlık var bunlardan bir tanesi Kürt meselesi ve bunun doğurduğu ekonomik sorunlar. Sosyal adet sorunu yani ekonominin yanına bir de bölüşüm sorunu bunun dışında üretim ile ilgili bütün sorunları yarattığı ahlaki yozlaşma dejenerasyon kültürel yozlaşma kimlik yozlaşması bunların hepsi bizim ajandamızda var olan sorun olarak gördüğümüz meseleler. Bizim vaadimiz şu, toplumdaki sorunların temel kalkış noktası sorunların varlını kabul etmekten geçer. Bu anlamda Türkiye de yaşadığımız temel sorun Kürt meselesi. Kürt meselesinin sorunsan bir alan olduğuna dair henüz neredeyse ittifak olmadı. İttifak olmayan bir soruna dair çözüm arıyoruz bu bir çelişki. Biz kamuoyuna şunu söylüyoruz bu sorunun varlığını biz işleyeceğiz, kabul ettirmeye, ikna ettirmeye çalışacağız birinci önceliğimiz bu. İkincisi bundan mütevellit bir sürü sorun var. Bugün Kürt meselesine binaen oluşan çatışmalardan kaynaklı trilyonlarca para harcandı. Bu kaynağın buraya harcanması bugünkü ekonomik sorunların varlığında bir faktördür. Bunun maliyeti her birimize yansımaktadır. Bu durumda her birimizin kendi çapında duyarlılık göstermesi ve sürece müdahil olması lazım. Biz bunu vaat ediyoruz. Bizim bu soruna karşı söyleyecek sözümüz var ikna edebilecek kadar elimizde verimiz var.”
“RANTI DA ADİL BÖLÜŞMEK GEREKİR”
Yanlış ekonomik politikalar ve rantın adil paylaşılamamasının sorunlara neden olduğunu ifade eden Kaya, “Ekonomik meseleler ile ilgili baktığımızda Türkiye ekonomisi birkaç yıl öncesine kadar da şöyle tanımlanırdı. Tarımsal açısından kendi kendisine yetinen ülkelerden biriydi. Ama şu anda görüyoruz ki Türkiye gıdasını bile dışarıdan ithal eden bir ülke haline geldi. Buradan çıkarmamız gereken şey şu çok ciddi bir üretim sıkıntısı var. Bu kadar çok çeşitliliğe sahip olan bir ülke hemen hemen her ürünü ithal eder hale geldi. Bunun sebebi yanlış tarım politikası. Ekonomiyi kalkındırmanın en iyi ayaklarından biri tarımdır. Bilişim içim zaman lazım ama tarım dediğimiz şey zaten bildiğimiz bir şey. Bir diğer husus turizm. Bölgemiz inanç turizmi açısından çok zengin bir yer, her hükümetin yaptığı çalışmalar var ama yanlış politikalarda var. Tabana yayma ve tekelleştirmeme en önemli mevzulardan biri. Zaten baktığımızda tarımdaki üretimin sebebi tekelleşmedir. Dolayısıyla şunu diyebiliriz yanlış ekonomik politikalar uygulanıyor. Üretime dönmek üreticiyi desteklemek artı ondan oluşacak rantı da adil bölüşmek gerekir” dedi.
Muhalefetin önemine değinen Kaya, iyi bir muhalif olmayı hedeflediklerini belirterek, şöyle konuştu:
“SİYASET SOKAKTA YAPILIR, KAPALI SALONLARDA YAPILMAZ”
“Esas itibarıyla biz iyi bir muhalif olmak istiyoruz. İyi bir muhaliflik yapabilirsek o zaman süreç bizi başka noktaya taşıyabilir. Ve bunun için bizim ortaya koyduğumuz perspektif yeterli bir perspektif. Bu nokta da muhalefetin kendini anlatabilme durumunun ortaya çıkması lazım. Adına demokratik dediğimiz ama demokratik olmayan ortam böylesine bir muhalefetin kitleyle iletişim kurmasını zorlaştırıyor. Şartlar ne olursa olsun hiçbir ulusal medya böyle bir parti kuruldu diye tanımak için imkan tanımaz. Muhalefetin iktidara yürüyebilmesi için demokratik iletişim kanallarının açık olması gerekiyor. Siyaset sokakta yapılır, kapalı salonlarda yapılmaz.”
“AK PARTİ VE CUMHURBAŞKANI BU SÜRECİN İÇERİSİNDE VAR VE DESTEKÇİSİDİR”
Kaya, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’daki mesajlarına değinerek, “Beklentim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da detaylı şeyler söylemeyeceği yönündeydi. Sürecin başından beri cumhurbaşkanı çok konuşmuyor. Diyarbakır da daha önce çok üst perdeden mesajlar veriyordu ama bu sürecin ruhuna uygun üst perdeden mesajlar Sayın Bahçeli’ye biçilmiş. Ama şunu söyleyebiliriz. Ak Parti ve Cumhurbaşkanı bu sürecin içerisinde var ve destekçisidir. İlerleyen süreçle birlikte pozisyonu da belirleyecek. Ama şuan da devletin mevcut politikası cumhurbaşkanının sessizliği üzerinden yürüyor. Bunun anlaşılır birçok nedeni de var” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz