Sürece inanç pekişti

PKK'nın 12. Kongre kararları doğrultusunda ve Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye'deki tüm silahlı güçlerini çektiğine dair açıklaması Diyarbakır'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarınca tarafından sevinçle karşılandı.

Sürece inanç pekişti

"Terörsüz Türkiye Projesi" olarak adlandırılan barış sürecinde önemli bir eşik daha atlatıldı. Sürecin yavaşladığı yorumlarının arttığı son günlerde, PKK'nın silahlı güçlerini Türkiye'den tamamıyla çektiğine dair açıklaması bölgede olumlu yankı uyandırdı.

Söz Haber, Diyarbakır'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcilerine, meslek odaları başkanlarına, akademisyenlere ve hukukçulara PKK'nın atığı bu son adımın etkilerini sordu. Gazetemize açıklama yapan temsilciler ve başkanlar, kararı olumlu bulduklarını ifade ederek, devletin ve hükümetin yasal düzenlemelere gitmesi gerektiğini kaydetti.

DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu,

"ARTIK BU YOLDAN DÖNÜŞ YOK"

"Bugünkü açıklama tabi ki barış süreci açısından önemli bir aşamadır. Gelinen aşama umut vericidir.  Sürecin başlamasıyla birlikte silahların yakılması, bugünde örgütün almış olduğu kararla silahlı güçlerin Türkiye'den çekildiğini açıklaması, gerçektende önemli ve ciddi bir adımdır. Tabi ki bu adımın karşısında gerek hükümetin ve gereksen de devletimizin atması gereken adımlar vardır. Hiç kuşkusuz karşılıklı adımların atılması basış sürecinin sonuca ulaşmasını sağlayacaktır. Sürecin kamete uğramaması adına bu şekilde samimi adımların atılması hem bizleri mutlu ediyor hem de, umutlandırıyor. Artık bu yoldan dönüş yok. Bizler bu kanaatteyiz. Süreçle ilgili küçük çapta yol kazaları olabilir, Türkiye'de yaşayan bütün halkların ve tüm yetkililerin sürece sahip çıkması gerekiyor."

Sosyolog ve DÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan

"BİR GEÇİŞ SÜRECİ HUKUKUNUN OLUŞMASI LAZIM"

"Toplumda bir süredir, sürecin yavaş ilerlediğine dair temkinli bir bekleyiş vardı. Bugün yapılan açıklama, en azından sürecin devam ettiğini gösteriyor. Fakat açıklamada da belirtildiği gibi süreç devam ederken çok ciddi bir beklenti var. Beklenti de büyük ölçüde yasal adımların atılmasına dönüktür. Bir geçiş süreci hukukunun oluşması lazım diyorlar.  Genel bir aftan öte. Yani örgüte dönük bir hukuksal düzenleme isteği var. Süreç başlarken örgüt üyelerinin Türkiye'ye gelmesi beklentisi vardı. Asıl süreç örgütün tabanında yeni başlıyor. Bütün çatışma süreçlerine baktığımız zaman, önce çatışmasızlık, sonra çatışma riski oluşturan yerlerden çekilme, sonra silah bırakma, en sonunda da diğer aşamalara geçilir. Şuan süreç normal bir işleyişe dönüştü. Türkiye'de örgüt mensubu sayısının az olduğu söyleniyordu. Ne kadar az olursa olsun. Bir çatışma riski olabilir. Bunu önleme ve Türkiye'de olabilecek olayın bizimle ilişkisi yok, bu bir provokasyondur demek için elini güçlendirmek için attığı bir adım olduğu görülüyor. Meclis komisyonunun bundan sonra nasıl bir adım atacağı önemli bir konudur. Oradaki öneriler, çalışmalar, sürecin sonunu belirleyecektir."

DTSO Başkanı Mehmet Kaya,

" BU ADIMI KARŞILIKSIZ BIRAKILMAZSA, ÇOK ÖNEMLİ BİR EŞİK ATLATILMIŞ OLACAK"

"Bence çok önemli bir adım. Böyle çatışmalı süreçler, bir anda sonuçlanmaz. Karşılıklı adımların hızlı bir şekilde atılması lazım. Aksi taktirde süreci provoke etmek isteyen güçler, devreye girer ve istemediğimiz sonuçlar çıkabilir. Örgütün kongre kararı alarak kendini fesih etmesi, üstüne silahları yakması ve Türkiye'den tamamen çekilmesi bence üst üste atılan menli adımlardır. Sadece örgütten adım atmayı bekleyerek süreci hızlandırmayız. Özellikle hükümetin ve devletin bir an önce silah bırakıp, Türkiye'den çekilen militanların sivil yaşama dönmelerini sağlayacak, hukuksal adımların çok hızlı bir şekilde atılması gerekiyor. Bu adımı karşılıksız bırakılmazsa, çok önemli bir eşik atlatılmış olacak".

Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek,

"DEVLET KAPSAYICI HAKEM DEVLET OLMA ÖZELLİĞİNİ ÖNE ÇIKARMALI"

"PKK silahlardan, Fesihten sonra Türkiye'ye veda ediyor. PKK kendisini fesih ettikten, silahları bırakmasına sonra bugün Türkiye'ye veda etme kararı almasının anlamlı ve olumlu bir   adımdır. Bu adımında Öcalan’ın güven vermeye devam ettiğinin işaretidir. Bu adımdan sonra karşılıklı ince bir süreç başlayacağı beklentisine olanlara pek katılmıyorum.  Şüphesiz bir fesih olayını yaşadık. Sembolik bir silahsızlanma  da yaşadık. Ve Türkiye'ye de  veda ediliyor . Peki nasıl ve nereye bu veda? Buhar olmayacaklar her halde. Gereği  düşünülmüştür sanırım. Devlet kapsayıcı hakem devlet olma özelliğini öne çıkarmalı. Devletin şuan ki ketumluğu ise, planını izafi tutması sanırım Suriye koordinatlarında  netleşmemesindendir. Devletin ve iktidarın bu tavrı zafiyete dönüşmeden önce    yasal düzenlemeler yapılmalıdır.Her şeye rağmen barışa giden yol yeni demokrasiyi, eşitliği  ve birliği işaret ediyor.  Bu gelişmelere sahip çıkmak ve  desteklemek demokratik bir sorumluluktur. Rehabilitasyon ve yasal düzenlemeler işin en kolayıdır.Artık devletin örgüt yerine halkın demokratik eşitlik ihtiyaçlarını muhatap  alma zamanıdır."

Hukukçu Recep Kandemir

"TÜRK VEYA KÜRT TARAFINDAN HİÇBİR İNSANIMIZIN KANININ AKMAMASI LAZIM"

"PKK, silahlı unsurlarını Türkiye'den çektiğini duyurdu. Bu durumu meşru ve demokratik sürecin önünü açacaktır. Her iki taraftan da sürece hizmet etmeyen ve sonu olmayan kördüğüm olmuş siyasi çözümlere engel olan anlayışlar ile bir yere varılmaz. Türklerde Kürtlerde çatışmanın sürmesini istemiyor. Çözüm arayışı meşru siyasi yollarla olacak. Bu ülkede Türkler ve Kürtler iki ana kurucu unsurdur. Her yerde iç içeyiz. Çözümde bu gerçeklik dikkate alınarak geliştirilir. Türk veya Kürt tarafından hiçbir insanımızın kanının akmaması lazım. Diğer açıdan Kürtler elbette dilleri, kimlikleri, ve hakları için meşru siyasi mücadelesini vereceklerdir. Buna hiç kimse itiraz edemez."

Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği Başkanı Aydın Ak

"KAZANAN HALKLARIMIZ OLACAK"

"Biz dernek olarak silahları susmasını destekliyoruz. Silahların bir daha gün yüzüne çıkmaması için bu coğrafyada ve bölgede gömülmesini istiyoruz. Biz silahların susmasından sonra edebiyatın, şiirin, kültürün ve sanatın konuşulmasını istiyoruz. Bu coğrafyanın geleceğini kardeşlik hukukunu tesis edilerek sağlanmasını talep ediyoruz. Bu coğrafyanın kaderini de gençlerin kardeşlik hukuku çerçevesinde hareket etmesini ve bundan sonra akıl, iman ve vicdanla hareket etmesini bekliyoruz. Bu coğrafya bileşenleri, Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Arabıyla, Alevisiyle Sünnisiyle bir arada yaşamışlar. Bu saydıklarımız tekrar istişareyle, akılla ortak paydada buluşarak, birlikte hareket etmeleri gerektiği kanısındayız. Sürecin toplum nezdinde farklı kesimlerce büyük bir sağduyu içinde destek verdiklerini görüyoruz. Kazanan halklarımız olacak. Kazanan Türkler, Kürtler ve Türkiye olacak."

Alican Ebedinoğlu

Aydın Ak

Recep Kandemir

Mehmet Kaya

Rüstem Erkan

Mahmut Şimşek

Kaynak: Diyarbakır Söz