İNANÇ TURİZMİ HAREKETLİ
Tarihi İçkale'de bulunan Hz. Süleyman Camii ve içinde yer alan sahabe türbeleri, ziyaretçilerin yoğun ilgisini görmeye devam ediyor.
HURAFALARA KARŞI UYARI
Özellikle türbeyi ziyarete gelen kadın vatandaşların, "dileklerinin kabul olacağı" veya "uğur getireceği" inancıyla mezarların yanına para attıkları dikkat çekiyor.
KARTI DİNDE YERİ YOK
Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Fatma Kartı, vatandaşların sahih dini bilgiler ışığında, dinde yeri olmayan bidat ve hurafelerden uzak durması gerektiğini kaydetti.
Tarihi İçkale'de bulunan Hz. Süleyman Camii ve içinde yer alan sahabe türbeleri, ziyaretçilerin yoğun ilgisini görmeye devam ediyor. Son günlerde özellikle türbeyi ziyarete gelen kadın vatandaşların, "dileklerinin kabul olacağı" veya "uğur getireceği" inancıyla mezarların yanına para attıkları dikkat çekiyor.
KADINLAR TÜRBELERE PARA ATIYOR
Tarihi yapının içinde oluşturulan dar taş kanalların üzerinde biriken bozuk paralar, ziyaretçilerin gelenek hâline gelmiş dilek ritüelini gözler önüne seriyor. Bazı vatandaşlar bu davranışın manevi bir adak niteliği taşıdığını düşünürken, bazıları da kültürel bir alışkanlık olarak sürdürüldüğünü ifade ediyor.
7 DEFA DÖNME ADETİ BAŞ GÖSTERMİŞTİ
Kentin her gün yerli ve yabancı binlerce turist tarafından başlıca ziyaret mekanları arasında yer alan Tarihi Dört Ayaklı Minarenin altında 7 defa dönülmesinin kısmet açacağı hurafesi son gülerde revaçtayken bu seferde Hz. Süleyman Camii'nde kadınlar bölümündeki türbelere para atma adeti patlak verdi.
Görevliler ise zaman zaman toplanan bu paraların cami ihtiyaçları için kullanıldığını belirtiyor. Ancak uzmanlar, türbe ve tarihi yapılara para atmanın, yapının korunması açısından sakıncalı olabileceğine dikkat çekiyor.
MÜFTÜLÜK YETKİLİLERİ VATANDAŞLARI UYARDI
Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Fatma Kartı, Söz Haber'e yaptığı açıklamada, vatandaşların sahih dini bilgiler ışığında, dinde yeri olmayan bidat ve hurafelerden uzak durması gerektiğini kaydetti.
Kartı, "Din aslında olmadığı halde, inanç ve ibadet alanında sonradan dinimize sokulan inanış ve ibadetlere bid'at denir. Hurafe ise kendisinden uğur veya uğursuzluk, şans veya şansızlık, yarar veya zarar vereceği inanılan davranışlardır. Bu tür davranışlar dinin aslının arı duru durumunu bozma tehlikesi taşıdığı için İslam Alimleri bidatlerle mücadele etmişlerdir. İnsanlar sahih dinden uzaklaştıkça onun yerini bid'at ve hurafeler alır. Yani bu tür davranışlar cehaletten beslenir. Tarih boyunca ilahi dinlerden saplamalar görülmüştür. Bu tür eğilimler, İslam dinine gerek Yahudilik ve Hıristiyanlıktan ve gerekse de eski gelenek ve göreneklerden girmiştir diyebiliriz. Günümüz modern hayatında da bu tür davranışlar şekil değiştirerek, girmeye devam etmektedir" dedi.
"HURAFE VE BİD'ATLER DİNİ TAHRİFTİR"
Hurafe ve bid'atlerin revaç bulmasının sebebinin insan psikolojisindeki emek vermeden bir şeyler elde etme eğiliminin olduğunu anlatan Kartı, şu hususlara vurgu yaptı:
"Bu tür hurafe ve bid'atlerin revaç bulmasının bir sebebi de insan psikolojisindeki emek vermeden bir şeyler elde etme eğilimi olsa gerek. Sayılan bu sebeplerin tamamı cehalete dayanır. Bu yüzden bu tür davranışlarla mücadele etmenin doğru yolu sahih dini bilgiyi edinmek ve bunu insanlara ulaştırmaktır. İslam apaçıktır, din değişmemiş ve önümüzde durmakta, peygamberimizin sünneti de değişmemiş ve önümüzde durmaktadır. Neyin helal, neyin haram olduğu noktasında bir karışıklık mevcut değildir. Dinimizin ana kaynakları, her türlü tahriften korunmuştur. Ancak hurafe ve bid'atler dini tahriftir. İslam dininde yeri olmayan bu tür davranışlara tevessül etmek bir Müslüman'a asla yakışmaz. Biz Müslümanlar her türlü arzu ve isteklerimizi dua formunda Rabbimize iletir ve onun bize icabet edeceği inancıyla yaşamalıyız. Özellikle türbe ziyaretlerinde bu tür hurafeler önümüze çıkmaktadır. Peygamber efendimiz mezar ziyaretleri ölümü hatırlamak ve dua etmek için tavsiye etmiştir. Türbelerden medet ummak, duvarlarına taş yapıştırmak, para atmak ve buna benzer davranışlar bir Müslüman'a yakışmadığını ve imanı tehlikeli yerlere götüreceğini akılda tutmak gerekir."




Kaynak: Diyarbakır Söz
