Diyarbakır Barosu, ÖHD ve TUAY-DER'in cezaevlerine dair hazırladıkları 3 aylık ihlal raporunda infaz ertelemesi, çıplak arama dayatması ve sağlık hakkının ihlali gibi birçok soruna işaret edildi.
Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Haziran-Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan 3 aylık cezaevleri hak ihlalleri raporunu açıkladı. Diyarbakır, Elazığ, Erzincan ve Erzurum cezaevlerini kapsayan rapora dair, Diyarbakır Barosu’nda açıklama yapıldı.
Cezaevlerini izleme komisyonu
Açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu üyesi Rihan Gök, cezaevlerinde sistematik olarak uygulanan baskı ve tecrit politikalarının, toplumsal barışa dair umutlara doğrudan saldırı olduğunu dile getirdi. Rihan Gök, “Demokratik siyaseti, toplumsal muhalefeti ve barış özlemini bastırmayı amaçlayan bu uygulamalar, yalnızca bireyleri değil; toplumun zihinsel, sosyal ve moral dokusunu da derinden zedelemektedir. Bugün hapishaneler, mahpusların yaşam hakkını ve onurunu hedef alan bir tecrit ve işkence mekanı rolünden halen çıkarılmamıştır” diye belirtti.
"Barışın ön koşulu yüzleşmedir"
Cezaevlerinde sistematik hak ihlallerinin yaşanmaya devam ettiğine dikkat çeken Rihan Gök, “Sağlık hakkının gaspı, keyfi infaz yakmalar, çıplak arama dayatmaları, kadın mahpuslara yönelen cinsiyetçi şiddet, Kürtçe yazışmaların engellenmesi, Sayın Abdullah Öcalan’a gönderilen mektuplara el konulması ve siyasi kimliği inkâr ettirmeyi hedefleyen idare ve gözlem kurulu sorgulamaları, Türkiye’nin hukuk devletinden ne denli uzaklaştığını göstermektedir. Oysa demokratikleşmenin ve kalıcı toplumsal barışın ön koşulu, hakikatle yüzleşmek ve geçmişin inkâr, şiddet ve imha politikalarıyla hesaplaşmaktır. Bu yüzleşme olmaksızın ne adalet, ne toplumsal güvenlik, ne de gerçek bir barış mümkündür. Bugün hapishaneler birer ‘sessizleştirme mekânı’ olarak kullanılırken, aslında toplumun tümüne yönelik bir itaat dayatması uygulanmakta ve demokratik toplumsal yaşam sistematik biçimde zayıflatılmaktadır” şeklinde konuştu.
Cezaevi yönetimlerine çağrı
Cihan Gök, “hem iç hukuka hem de taraf olunan uluslararası yükümlülüklere uygun olarak, cezaevlerindeki sistematik tecrit ve baskıyı sona erdiren, bağımsız ve etkili denetim mekanizmalarını işler hâle getiren, şeffaf ve hesap verebilir bir infaz sistemi kurulması yönünde acil ve somut adımların atılmasının zorunluluk olduğuna vurgu yaptı.
Baro Başkanı Güleç
Sonrasında söz alan Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, böylesi bir süreçte cezaevlerinde yaşanan ihlallerin, halkın inancını kırdığını, umutsuzlaştırdığını dile getirerek, tutsakların haklarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
20 cezaevinde 40 ziyaret yapıldı
20 cezaevine 40’tan fazla gerçekleştirilen ziyaretlerle hazırlanan raporda; kargo ve temel ihtiyaçlar, sosyal haklar, sevk İşlemleri ve eşya hakları, sağlık ve sevk talepleri, iletişim, haberleşme hakları, sosyal haklar, beslenme hakları, ifade ve haberleşme özgürlüğü haklarına dair yaşanan birçok ihlal sıralandı. Çıplak arama dayatması ile ağız içi arama dayatmasının da devam ettiği aktarıldı. Yine kimi cezaevlerinde mahpuslara keyfi disiplin cezalarının verildiğinin belirtildiği raporda, İdare ve Gözlem Kurullarının “pişmanlık” dayatmasını kabul etmeyen tutsakların infazını yaktığına yer verildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz